25 Aralık 2013 Çarşamba

Yılbaşı Sabahına Zencefilli Kurabiye


Yılbaşı zamanı ne kadar büyülü değil mi?
Hayatınızda ne olacağını bilmediğiniz yepyeni bir seneye başlamanın heyecanı... Bu hislerle evinizi güzelleştirerek, süsleyerek gelecek sene için pozitif güzel bir hava yaratıyorsunuz belki. Evdeki çam ağacı, küçük çoraplar ve süsler hepsi yeni yıl için bir hazırlık. Bütün bunların yanında peki evinizde minik birisi varsa, çocuğunuz için bir yılbaşı süprizi hazırlamak gerekmez mi? 

Henüz bir bebek sahibi olmasam da bir annenin kendi elleri ile hazırladığı kurabiyenin önemini iyi biliyorum. Mesela ben annemi haftada bir yaptığı çiçek kurabiyesi ile özdeşleştiriyorum. Nerede onu görsem de annem geliyor aklıma. İşte sizin için de uygun fırsat, bu özel zamanda mutfağa girip ufaklık için bir şeyler yapma zamanı geldi. 
Zencefilli yılbaşı kurabiyesi bunun için bire bir....ve işte tarifi :)






Zencefilli Kurabiye



Malzemeler
  • 2,5 su bardağı un
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 çorba kaşığı kakao
  • 1/ çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı zencefil (dolu bir kaşık)
  • 2 gr tarçın
  • 1 dövülmüş karanfil
  • 150 gr tereyağ, oda sıcaklığında bekletilmiş
  • 1 su bardağı esmer şeker
  • 2 yumurta
  • üzerine serpmek için toz şeker
Hazırlanışı


  1. Un, kabartma tozu, kakao, tuz, zencefil,tarçın ve dövülmüş karanfili karıştırın
  2. Başka bir kapta tereyağı ve esmer şekeri mikserle krema kıvamına gelinceye kadar çırpın
  3. Yumurtayı ekleyip çırpmaya devam edin
  4. Unlu karışımı ilave edin ve düşük devirre çırparak karıştırın
  5. Hamurdan parçalar kopararak top şekline getirerek yassılaştırabilir veya yassı halde kalıp ile şekil verebilirsiniz.
  6. Pişirme kağıdı üstüne bütün kurabiyeleri yan yana dizin
  7. 180 derece ayarlı fırında 15 dakika pişirin
  8. Ilıkken tozşeker serpin



24 Aralık 2013 Salı

Körili Havuç Çorbası


Sanırım hızlı hazırlanabilecek yemekler konusunu sevdim. Avokado tarifi kadar basit hızlı uygulanabilen başka bir tarif, körili havuç çorbasını paylaşıyorum. Bu çorbanın güzel yanı hiçbir zaman 8 adet havucu salata da yemezsiniz. Bu tarif ile bol vitamin alma şansına sahip oluyoruz. Yazıyı hazırlarken havuç ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak için internette farklı kaynakları taradım. İlginç bir şekilde kökeni ile ilgili fazla bir bilgi yok ancak ingilizce kaynaklı bir sitede ilk bulunan bölgenin Afganistan, ikinci merkez bölgenin ise Türkiye olduğu belirtilmiş. Eski yıllarda renginin mor ve sarı olduğundan bahsediliyor. Benim gibi havuç seven birisi için diğerlerini de görmek güzel olurdu.
Tarif "Soup: A way of life" kitabına aittir.

Körili Havuç Çorbası

Malzemeler

  • 3 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 2 çay kaşığı köri
  • 8 havuç, soyulmuş ve ince doğranmış
  • 4 adet kereviz sapı, ince doğranmış
  • 1 orta boy soğan, küp halinde doğranmış
  • 1.25 lt tavuk suyu veya tavuk bulyon
  • 1 çorba kaşığı limon suyu
  • Tuz& karabiber
Hazırlanışı
  1. Zeytinyağı biraz ısındıktan sonra, köriyi ekleyin. 2 dakika kadar kısık ateşte karıştırın.
  2. Havuç, kereviz sapı ve soğanı kaba ekleyin ve arada bir karıştırarak 10 dakika kadar pişirin.
  3. Sıcak tavuk suyunu sebze karışımı üstüne ekleyin ve yumuşayana kadar pişirin. Zeytinyağ tabaka olarak üstüne çıkacaktır hazır olduğunda.
  4. Blenderdan karışımı geçirin. Tekrar biraz ısınmasını sağlayın. 
  5. Servis yaparken limon suyu ile servis edin.




23 Aralık 2013 Pazartesi

Ton Balıklı Avokado



Yemek öncesi aperatifler konusunda zorluk yaşamamak için bugün çok pratik bir öneri hazırladım size. Hem görüntüsü ile herkesi etkileyecek hem de taze, sağlıklı lezzeti ile kokteyl için oldukça uygun bir sunum. Avokadonun büyük görüntüsüne aldanmayın. Çekirdek çıktıktan sonra kalan bölümün yarısı bir kişi için oldukça güzel bir ölçü. Bu tarif için püf noktası avokadoların yumuşak kıvamda olması. Dokunduğunuzda hafif içine bastırabileceğiniz bir ölçüde olmalarına dikkat edin. Bu şekilde bulamazsanız birkaç gün evde bekletirseniz yumuşadığını göreceksiniz.

Ton Balıklı Avokado 

Malzemeler
  • 4 avokado
  • 2 kutu büyük boy ton balığı
  • Kornişon turşu
  • Mayonez ( istediğiniz yoğunluğua gelene kadar ilave edilebilir)
  • Kırmızı biber
Hazırlanışı

  1. Avokadoları ikiye bölün ve çekirdeğini çıkarın.
  2. İçinden kaşık yardımı ile birazını çıkararak ayırın.
  3. Turşuları küçük parçalar halinde kesin.
  4. Başka bir kapta ton balığı, ayırdığınız avokado, turşu ve mayonezi iyice karıştırın, biraz tuz ilave edin.
  5. Çekirdeklerden boşluk kalan kısma hazırladığınız ton balıklı harcı doldurun. 
  6. Kırmızı biber ilave ederek servis yapın.
Afiyet olsun.

15 Aralık 2013 Pazar

Ayva çiçek açmış


Yine mevsimine uygun bir yemek tarifi geliyor bugün. Bu sefer ayva ve tarçın kullanarak hazırlanmış iki farklı tarif göreceksiniz. Bir tanesi yapması oldukça zahmetli, diğeri ise aynı güzellikte uygulaması çok daha basit bir yemek. Tarçin, misk, karanfil, safran ve zencefil gibi baharatlar bildiğiniz gibi Avrupa mutfağına Araplar tarafından girmiştir. Osmanlı mutfağında da sıkça kullanılmış. Tarife gelince, kıymalı avya dolması İran mutfağına ait. Diğer süpriz ise eski bir Rum yemeği. Her zaman İstanbul'daki eski Rum mutfağının güzelliğinden bahsedilir. Bu değerler kaybolmadan, arkadaşımın annesi Selma teyze'ye davetliyim ve İstanbul'da yaşayan Rum ailelerin pişirdiği bu güzel yemeği bizim için hazırlıyor. Her ikisi de tatlı ve tuzlu birleşmesi ile oluşan yemekler ve farklı bir damak lezzetine hitap ediyor. Genellikle sadece tatlısı yapılan ayvayı, mutfağınıza farklı tariflerle mutlaka kullanmanızı öneririm. Sadece bunun ile sınırlı değil kereviz zeytinyağlısı ile de farklı bir lezzet ortaya çıkarıyor.

Etli Ayva Yemeği


Malzemeler

  • Orta boy 4 ayva
  • 300 gr iri doğranmış kuşbaşı et
  • 2 bardak su
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 3,5 çorba kaşığı şeker ( çok dolu değil)
  • 50 gr tereyağ
Hazırlanışı

  1. Kuşbaşı et tereyağda kavrulur. Et suyunu çekip kızarana kadar pişirilmeye devam eder.
  2. Ayvalar iri küpler halinde doğranır. Kaba eklenir ve üstüne su eklenir.
  3. Şeker ve tarçın ilave edilir.
  4. Kaynamaya başlayınca kısık ateşe alınır, yaklaşık bir saatte pişer. Ayvalar yeterli yumuşaklığa gelince yemeğiniz hazır.
Selma Teyze'ye bu tarifi paylaştığı için teşekkürler.

Kıymalı Ayva Dolması (Dolmeh Beh)



Malzemeler
  • 6 adet orta boy ayva
  • 500 gr kıyma
  • 1 adet kuru soğan 
  • 2 çorba kaşığı pirinç
  • 1 çay kaşığı tarçın (Karanfil de ilave edilebilir)
  • tuz, karabiber
  • 1 çorba kaşığı şeker
  • 1,5 adet limon suyu
  • 2 çorba kaşığı tereyağ
  • 1 su bardağı su
Hazırlanışı


  1. Tereyağında küp doğranmış soğanları kavurun
  2. Kıymayı ekleyin, suyunu bırakıp çekene kadar kavurun.
  3. Baharatları, pirinci ve 1/2 çay bardağı suyu ekleyin
  4. Ayvaların sap kısmını kapak olacak şekilde kesin ve içlerini oyun.
  5. Toz şekerle içlerini ovup kıymalı karışımla doldurun.
  6. Ayvaları tencereye dizin. 1 su bardağı su ile 1 ssat kısık ateşte pişirin.
  7. Limon suyunu ekleyin, ayvalar yumuşayıncaya kadar pişirin.
Afiyet olsun.







12 Aralık 2013 Perşembe

Kendi oyun alanını yaratmak isteyenler buraya!

Ara ara bahsettiğim bir konuya belki dikkat etmişsinizdir.  Yeni 
yepyeni bir başlangıç….. İnsan istediği zaman her şeyin olabileceğini gösteren bir başlangıç. Bazen hayatınızın yönünü değiştirmenin içinize baharı getirebileceği bir başlangıç… En sevdiğiniz arkadaşlarınızdan birisi ile yeni bir yola, yeni bir işe girmenin verdiği sevinç… Anlatıyorum…
Sevgili arkadaşım İris ile mutfağa, yemeklere olan düşkünlüğüm hakkında konuşurken ikimizin ortaya attığı bir fikir. Neden yemek yapmak daha keyifli olmasın? Neden hem yaparken hem sunarken daha güzel olmayalım? İşte her şey burada başladı. O tasarımcı gözü ile ben bu işten keyif almayı ve pazarlamayı bilen kişi olarak bu durumu inceledik. Sonuç, 3 aylık bir ön çalışma sonucunda "Mushroom" markasını yarattık. Parçalar, şeritler, kumaşlar, aksesuarlar arasında geçen 3 ay….. Daha kullanışlı nasıl olur? Daha estetik nasıl olur? DAHA FARKLI VE EĞLENCELİ nasıl olur? İşte ilk göz ağrılarımız, koleksiyonumuz bu cevaplarla doğdu. Umarım, Bonvagon.com'da satışa çıkan önlüklerimizi seversiniz, sizin ve sevdiklerinizin evde geçirilen değerli dakikalarına daha çok keyif katarlar :) Yeni modeller ve gelişmeler için facebook sayfasını takip etmenizi öneririm.
https://www.facebook.com/pages/Mushroom/661953840522460?f ref=ts





11 Aralık 2013 Çarşamba

Monsieur-Madam / Fransız Mutfağı 3

Paris cafe'leri için yazılacak yazıyı yayınlayabilecek olgunlukta kendimi görmesem de, bu konuda birkaç kelime edebilirim diye düşünüyorum. Bugün size tavsiye de bulanacağım alan aslında genel bir bölgeyi içine alıyor: St. Germain des Pres Odeon. Bu bölgede nerede olduğunuz pek önemli değil, birçok cafe'de aynı keyfi alabilirsiniz. Önemli olan sokakta uzun uzun oturup sokağı izlemek gözlem yapmak. Bu sakin, keyifli alanda birkaç saatinizi bir şey düşünmeden geçirmek. "Paris'teki eş" kitabını okuma şansınız olduysa dediğimi daha iyi anlayacaksınız. Ernest Hemingway'in birçok eseri için ilham aldığı Paris cafe'leri... Sabahtan evden çıkıp akşama kadar yazma denemelerini yaptığı cafe'ler.
Bahsedeceğim cafe'yi eşimin işinde uzun zamanını Paris'te geçirmiş birisinden tavsiye alıyoruz. Önerisi için teşekkürler. Yanındaki çikolata mağazası ile beni mest eden, ziyaretçeleri eğlenceli bir mekandı Relais Odeon. Fransızlar için ayrı bir anlam taşıyan cafe kültürünü anlamanız için son önerim illustrasyon ve karikatür öğeleri taşıyan bir kitap. "Monsieur Lambert"

Relais Odeon:
Üstte bahsettiğim detaylara sahip tipik bir cafe. Hangi mevsimde giderseniz gidin, dışarada oturup gelen geçeni izlemelesiniz. Bu ana eşlik edebilecek aperatif, peynir bölümünden St Marcellin Iyonnais peyniri ve St. Nectaire farmer peynir tabağı olabilir. Menüsü çok fazla alternatif sunan bir menü değil. Cafe'nin arka kapı çıkışından çıkıp pasaj gibi bir bölüme açılan minik sokağa göz atmayı unutmayın.



Le Royal Bistrot
Bu bistro ise Opera bölgesinde Lafayette'e çok yakın bir konumda. Lafayette'in inanılmaz gurme bölümünü dolaşmaktan yorulduğunuz sırada alternatif olabilecek bir yer. Ortamı mükemmel değil. Ancak sipariş verdiğim soğan çorbası ve elmalı crumble çok lezzetli. Çorbadaki soğanlar olması gerektiği gibi uzun zamanda pişirilmiş. Ana yemek denemesemde, güzel olduğunu tahmin ediyorum.



Le Pain Quotidien
Yazılarımı takip edebiliyorsanız biliyorsunuz ki ben bu cafe'nin mutfağını çok seviyorum. Hatta birçok tarifim Le Pain'in yemek kitaplarına ait. Durum böyle olunca Paris'te nerede rastlayabilirim diye ilk gün  her etrafı taradım ve bulamadım :( Ancak, sonra çok yakın bir noktada Lafeyatte'in alt katında olduğunu gördüm. Bence, kesinlikle uğrayın. Yüksek tavanı, yere kadar uzanan pencereleri ile bir yandan kahvenizi için bir yandan etrafı izleyin. Sıcacık kupasını ellerinizin arasına alıp kahve kokusunu çektiğinizde benim gibi içinde bulunduğunuz durumun tadını çıkaracağınıza eminim:)
Yemeklere gelince mükemmel bir sebzeli quiche/kiş ve mozerella salatası tadıyorum. Tatlı olarak kırmızı meyveli cheesecake... Tek kelime ile mükemmel.



Paris'te olunca her sokak, her köşe başka bir keyifli. Eminim siz bu adreslerden daha güzel birçok keşif yapacaksınız.

* Bu arada sürpriz yarın :)

8 Aralık 2013 Pazar

Senin Oyun Alanın!



Bu sefer konularımla sizi şaşırtacağıma eminim :) Çok uzun zamanımı yemek kültürü ile iç içe geçirdiğim için bu işi daha eğlenceli, daha keyif alarak nasıl yapabilirim düşünüyorum zaman zaman. Özellikle mutfaktaysam keyifli bir şeyler dinlemem gerekiyor,  müzik olmadan güzel birşeyleri ortaya çıkarmak hem zor hem de biraz dans etmenin kimseye zararı olduğunu sanmıyorum :) 
Youtube'dan parçalar seçiyor veya Joy fm yayınını dinliyorum.  İşte böyle anların birinde çok güzel bir konu geldi aklıma. Sizinle mutfaktan daha fazla keyif almak için dinlediğim şarkıların bir listesini paylaşmaya karar verdim. Arşivimdeki ve ipad listesindeki şarkıları taradım. Umarım zevkle dinlersiniz ve yemek yapmanın neşesini hissedebilirsiniz.

1.     Earth Wind and Fire -September
2.     Kooii- We get around
3.     Zaz - le long de la route
4.     Vayo con dios - I don’t want to know
5.     ‪ Dany Brilliant - Hier encore
6.     Aretha Franklin- I say a  little prayer
7.      Norah Jones- Creepin in
8.     Dmitri Shostakovich – Waltz
9.     İncesaz- Mazi kalbimde derin bir yaradır
10.   Sezen Aksu - Kutlama

İkinci sürprizime gelince…. Büyük gün Salı…. Takip etmeye devam  :)

7 Aralık 2013 Cumartesi

Peynirli aperatifler

Dün başka bir güzeldi, uzun zamadır yapamadığımız aile yemeklerinden birini yaptık. Bu sefer doğumgünü kutlamaları ve erken yılbaşı kutlaması için bir hazırlık içindeydim. Böyle bir gün için erkenden mutfağa girip keyifle hazırlanmaya başladım. Menüde neler olduğu ile başlayalım.  Özellikle üstünde duracak olduğum konu ise bir tatilden döndünüz ve peynir cenneti olan bir yere gittiniz, dönüşte bu peynirler ile neler hazırlayabilirsiniz...

Ton balıklı avakodolu dip
Karides ve levrek köfeteleri
Camambert& mantarlı dip
Armutlu rokforlu mini kanepe
Tavuklu tartölet
&
Spaghetti Bolognese
&
Çilekli Tart

Tarifini paylaşacak olduğum menülerde kullanılan peynirler Camambert peyniri ve rokfor. Peynir tabağına alternatif olarak bu tarfileri hem kısa zamanda uygulayabilir hem de yemek öncesi güzel bir başlangıç sunumu elde edebilirsiniz.



Armut ve Rokforlu mini kanepe

Malzemeler

  • 1 çorba kaşığı zeytinyağ
  • 2 su bardağı armut, küp şeklinde doğranmış
  • 2 çorba kaşığı toz şeker
  • 3 çorba kaşığı ceviz, ufalanmış
  • 1 su bardağı rokfor peyniri, ufalnamış
  • 5-6 yaprak adaçayı, ince kesilmiş
  • esmer ekmek
Hazırlanışı
  1. Tavaya zeytinyağını koyun
  2. Armutları ilave edin ve ara ara karıştırarak 5 dakika pişirin
  3. Toz şekeri ekleyip karıştırmaya devam edin
  4. cevizi ilave edin
  5. Armutlar yumuşayınca ocaktan alın ve soğumaya bırakın
  6. Rokfor peynirini ekleyin
  7. Adaçayını ilave edin
  8. Ekmekleri yuvarlak şekilde kesin
  9. Armutları paylaştırarak servis yapın
Camambert & mantarlı dip


Malzemeler
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağ
  • 4 su bardağı mantar, ince dilimlenmiş
  • 1 limon kabuğu rendesi
  • 1/2 limon suyu
  • 2 çorba kaşığı soya sosu
  • 3 çorba kaşığı maydonoz, ince kıyılmış
  • karabiber
  • camambert peyniri
  • baget ekmek
Hazırlanışı
  1. Tavaya zeytinyağını koyun
  2. Mantar, limon kabuğu rendesi ve limon suyunu ekleyip 5-7 dakika pişirin
  3. Soya sosu, karabiber ve maydonuzu ekleyin
  4. Camambert peynirini mikrodalgada hafifçe eriyene kadar ısıtın 
  5. Mantarlı dip'i bir kaseye alın ve baget ekmekleri yerleştiren
  6. Camambert peyniri ile birlikte servis edin.


1 Aralık 2013 Pazar

Paris'te gece yarısı / Fransız Mutfağı 2

Paris sokaklarında ikinci gezimize başlıyorum.  Geçen sefer uğranması gereken noktaları belirttikten sonra bu sefer akşam nereye yemeğe gitsem sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Öncelikle, Paris'te tahmin ettiğiniz üzere tavsiye edilen, ödüllü birçok restaurant var. Bunların içinden seçim yapmak çok zor olacağı için seçim yaparken iki şeyi dikkate aldım. Birincisi Fransız blog yazarlarının gitmeyi tercih ettiği bir yer seçmek. Bu şekilde lokal insanların gittiği yerleri bulma şansınız artıyor. İkinci konu ise otelimizin bulunduğu Opera bölgesinde iyi bir adres seçmek yönündeydi.
Bahsettiğim mekanlara gelince isimleri şu şekilde: Le Petit Pontoise; Cafe de la Paix
Üçüncü, son yazıda ziyaret edeceğimiz mekanlar: Brasserie: Relais Odeon; Bistrot Le Royal, Le pain quotidien olacak :)

Le Petit Pontoise:
Geleneksel Fransız mutfağı'ndan oluşan bir menüye sahip. Rezervasyon yapılması oldukça önemli. Biz yemek servisimizi beklerken birçok kişi yer olmadığı için geri çevrildi. Küçücük bu mekanda istediğimiz yemeklerin sunumunu çok beğendim. Bu restaurantı üstte bahsettiğim blogların ortak noktası olarak bulmuştum. Herkesin hem fikir olduğu şey, bir tür buluşması noktası olduğu ve sık sık gittikleri yer olarak belirtilmesiydi. Menüsünden özellikle merak ettiğim "Beef Bourguignon'u" denedim. Bu yemeyi kendim de yaptığım için ve ne kadar zahmetli olduğunu bildiğim için, güzel bir şeyler istediğimden emindim. Servis bildiğimiz tariflerin biraz dışında gibi görünse de çok lezzetliydi. Diğer yemeği sarımsak eşliğinde kuzu olarak belirledik. Geceden memnun kalmadığımız tek şey şarabımız oldu. Buraya gitme fırsatınız olursa tavsiye etmiyorum.





Cafe de la Paix:

Bu restaurant ise Opera bölgesinin en çarpıcı yerlerinden birisi. Mükemmel Opera binası manzarasını izlemek için dışarda oturabilirsiniz veya iç kısmı tercih ederseniz şahane bir mimari yapı içinde yemek yiyebilirsiniz. Aklınızda uyanacak ilk fikir, "tamam şimdi oldu kendimi Paris'te gibi hissediyorum" olacak. Bu adresi tavsiye etme sebebim atmosferi ve kusursuz servisi yüzünden olacak. Yoksa pahalı sayılabilecek bu restaurantta farklı yemeklerin servisleri arasında orantısızlık bulunuyor. Diğer bir deyişle, ana yemek ödediğinizin karşılığı olmayacak türden, başlangıç ise bir başlangıç için oldukça fazla. Kesinlikle, karidesler çok güzel bir seçim. Ana yemek olarak tercihimiz, şarap sosunda soğan püresi ile servis edilen levrek balığıydı. Şarap çok güzel bir seçimdi: Cheverny Domaine Maison pere& fils. Son olarak tatlıya yer kalmıyor ama servis edilenler mükemmel görünüyor. 







29 Kasım 2013 Cuma

Paris / Fransız Mutfağı 1

Paris..................
İlk defa bir yer için sadece yemek kültüründen bahsedip geçemeyeceğim. Paris için yemek genel şehir kültürü ile öylesine iç içe geçmiş durumdaki, caddelerini sokaklarını ayrı inecelemek, cafelerdeki düzeni gözlemlemek, şehri farklı saatlerde yaşamak gerekiyor.
Öncelikli bu zamana kadar gördüğüm yerler arasında şehir planlaması en dikkatimi çeken yer Paris oldu. Bu düzen sanki belli noktaları gezdikten sonra karşınıza gurme bir adresin çıkmasını sağlıyor. Her önemli nokta sonunda gezilecek başka bir gastronomik merkez karşınıza çıkıyor.
O yüzden bu konuya biraz daha inceleyelim istedim. Daha önce okuduğum  "Taş ve ten" kitabında özellikle paylaşılmıştı. Şehir planlamasında büyük değişime damgasını vuran üç büyük inşaat projesi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Baron Haussmann döneminde Paris caddelerinin yeniden yapılanması. Şimdi size buradan küçük bir alıntı yapıyorum:

İmparator III. Napoleon ile baş şehir planlamacısı Baron Haussmann iki kuşak sonra Paris' te planların öncüsü oldu. 1850'lerde Paris'i yeniden inşa etme planı Napaleon'a aitti. Haussmann Seine Vilayeti Valisi makamına geçmişti. Napelon ona bir Paris haritası verdi, haritanın üzerine dört ayrı renkli kalemle yapılmasını önerdiği caddeleri çizmişti. Haussman ve geometricilerinin planı üç şebekeden oluşuyordu. Haussmann'ın planında Birinci Şebeke'nin caddeleri kent toplardamarları/arterleri işlevini görüyordu. Bina ile hareketli beden arasındaki ilişki önemliydi; anıtlar, kiliseler ve diğer yapılar yürüyen bir bedenin katettiği ilerlemeyi gösteren yerlerdi.

Kitapta uzun uzun Paris'in nasıl yapılandığı aktarılıyor. Bütün bunları anlatma sebebim. Bahsedilen birinci bölgede gezerken bu ferahlığı her yerde hissediyorsunuz. İlerleyen yıllarda eklenen yeme-içme durakları ile de bu seyir daha güzel hale geliyor.
Öyle duraklar ki, sadece peynir, çikolata ve macaronlar üstüne yoğunlaşmış adresler.
O zaman ilki ile başlayalım isterseniz: Pierre Herme Paris
Paris'te farklı noktalarda göreceğiniz bu adrese farklı blogları inceleyerek ulaştım. Fransız blog yazarlarının yazıları içinde geçen bu adreste çok farklı macaronlar bulunuyordu.
Aynı zamanda reçeller, çikolatalar da mevcut. Her tarafta rastlayabileceğiniz gül, fıstıklı, çikolatalı, böğürtlenli gibi çeşitlerin yanında farklı lezzetler de denenmişti. Ben size yazabilmek için Truffe mantarlı çeşidini istiyorum. Mantarın lezzetini çok çok fazla hissedebilirsiniz. Favorim Gül aromalı.





Androuet:
Bu peynir dükkanına da yine Fransayı aktaran bloglar içinde rastladım. Paris'te kendi peynir alışverişlerini yaptıkları merkezler olarak araştırdım. İçerde belki 150 çeşitten fazla peynir bulunuyordu. Çeşitlerin çoğu market raflarında veya menülerde gördüğümüz çeşitlerin dışında. Yürürken atıştırmalık birkaç şey alıyoruz. Eve getirelecek çok ama çok çeşit var. Dikkatimi çeken bir nokta da, bizde satılması mümkün olmadığını düşündüğüm açık peynir satışı. Fotoğrafını aşağıda paylaşıyorum.





Maison Georges Larnicol:
Bir çikolata butiği. İşleyişi bizdeki çok şeker dükkanları gibi. Farklı fiyat kategorisinde çikolatalar gruplanmış ve istediğiniz çeşidinden istediğiniz kadar paket yaptırıyorsunuz. Vitrini görüp içeri girmemek mümkün değil. Bölge olarak Saint- Germain Bulvarı'nda yer alıyor.




Lafayette:
Lafayette'te yer alan gurme bölümünü birçoğunuzun bildiğini sanıyorum. Uzun uzun anlatmayacağım.  Paylaşabilecek olduğum bilgi, bu bölümden iki saatte çıkmış olmam. Şarap kavında Fransa'daki bütün şarap bölgelerinin şaraplarını, peynirler, zeytinyağları, organik çaylar, çikolatalar ve aklınızın kalabileceği birçok yeni ürün bulunuyor. Keşke İstanbul'da olsa diyerek ayrılacaksınız.

Gelecek yazıda 3 farklı fiyat politikasına sahip restauranttan bahsedeceğim :)







21 Kasım 2013 Perşembe

Mısır Çorbası/ Corn chowder



Bu haftanın çorbası renkleri ve malzemleri ile içinizi ısıtacak türden. Minik mısırların tadını alırken, renkli renkli biberler görüntüsünü kuvvetlendiriyor. Çorba hazırlamayı seviyorum, eve bir sıcaklık kattığına inanıyorum. Henüz içinizi ısıtması gerekecek kadar kış gelmese de bu tarifi bir tarafa not edin.
Bu sarı, yeşil, beyaz ve kırmızı çorba ile sizi baş başa bırakıyorum...


Mısır Çorbası

Malzemeler

  • 450 gr patates, 2 cm'lik küp halinde doğranmış
  • 1 orta boy soğan
  • 1 büyük yeşil dolmalık biber, çekirdekleri çıkarılmış, 5 cm büyülükte küp doğranmış
  • 1 büyük kırmızı dolmalık biber, çekirdekleri çıkarılmış, 5 cm büyülükte küp doğranmış
  • 4 mısır ( ben konserve kullandım)
  • 4 adet yeşil soğan
  • 2 adet kereviz sapı
  • 375 ml süt ( 1+1/2 bardak)
  • 125 ml krema ( 1/2 bardak)
  • 1 bardak su
  • tuz ve karabiber
  • Acı sos eklenebilir.
Hazırlanışı


  1. Patates, soğan ve biberleri 1 bardak kaynar su dolu bir kaba ekleyin. 
  2. Kaynamaya başlayınca, kısık ateşte 10 dakika pişirin.
  3. Mısır, kereviz sapı, yeşil soğan, süt ve kremayı ekleyin. Tekrar kaynamaya başladıktan sonra, 15 dakika taşmasına izin vermeden ara ara karıştırarak pişirin.
  4. Tuz ve karabiber ekleyin.
  5. Servis yapılırken, acı sos eklenebilir.






20 Kasım 2013 Çarşamba

Giresun / Yöresel lezzetlerden kısa kısa...

İnsanın büyüdüğü eve dönmesi, her anlamda beslendiği topraklarda bulunması çok mutluluk verici. Uzun süredir gidemediğim Giresun'a bu hislerle geçen haftasonu küçük bir ziyaret yaptım. Şehir içinde vakit geçirmek istemediğimiz ve leziz Karedeniz yemeklerinden yiyebilmek için yaylaya gitmeye karar verdik. Sevgili ailem ile Giresun'un güzel yaylalarından birisi olan Kulakkaya Yaylası'nda yeni açılan Zifin Otel'de kaldık. Giresun'da bahsedilecek çok fazla yöresel lezzet var. Hamsili pilavlar, dible adında taze fasulyeli pilavlar, ısırgan otundan yapılan çorbalar, karalahana yemekleri, sakarca otu ile mücver, mısır ekmekleri, harika Karadeniz pideleri ve sayamadığım bir sürü lezzet. Hepsi uzun bir blog konusu olabilir. Bugün ise biraz Zifin Otel biraz da orada neler yiyebilirsiniz bu bilgileri paylaşacağım.


Zifin Otel:
Yayla denince akla ilk Trabzon ve Rize gelse de Giresun'da da çok güzel yaylalar var. Bu bölgeyi hiç görmeyenler için size biraz yaşatmaya çalışayım. Şehirde trafikten, çalışma temposundan, stresten çok sıkılıyorsunuz değil mi? İşte bütün bunlara kısa bir mola verdiğinizi düşünün. Pencerinizden uyanır uyanmaz gördüğünüz ilk şey çam ağaçları ve sessizlik, odanızdan çıkınca yemek bölümünde kendinizi bulduğunuz ilk nokta da şömine başı oluyor. Orman içinde yürüyüş ardından acıkınca gelen yöresel yemekler ve balıklar. İşte Zifin'in kısaca özeti bu şekilde  :)


Neler yenebilir? 
Kiraz tuzlusu kavurması ( Giresun'a ait bir tür başlangıç, rakı mezesi denenbilir. Giresun'a adını veren beyaz kirazdan yapılanı denenmeli), fasulye turşusu kavurması, kaldirik turşusu, döneme uygun balık seçimi olabilir. Kahvaltıda ise tamamen doğal ve organik ürünler bulacaksınız. Köy yumurtaları, özel ballar, Edremit'ten getirilen zeytinyağ ve çok özel bir tereyağ. Görünce şaşırdığım için mutfağa girip tereyağının nereden alındığını soruyorum. Tereyağ özel olarak Karagöl'e yakın Aksu Köyü'nden gelen bir yağmış. Rengi bembeyaz ve tuzlu. Yine kızartılmış çökelek ve uzayan peynir çeşitleri yer alıyor. 

Yayla da farklı yerlerde denemeniz gereken diğer lezzetler, kasaptan istediğiniz et siparişi verilmeli, özellikle kuzu. Manda yoğurdu olarak bilinen beyaz kalıp kalıp yoğurttan yiyebilirsiniz. Şanslı bir dönemde gittiyseniz Karalahana çorbası da sevilen bir lezzet. Şimdiden afiyet olsun.