25 Ekim 2013 Cuma

Fransız Mutfağı (Eze Village/ Villafranche Sur Mer 3)

Fransız mutfağı ile ilgili son bölüme geldik. En özel olanı sanırım en sona sakladım. Bu rotayı tatil planınıza eklerseniz, finali bu şekilde yapmanızı hem keyif hem de tat yolculuğu için öneriyorum. Eze Village konusunda çok fazla şeyden bahsetmek istemiyorum çünkü mutlaka yaşanarak deneyimlenmesi gerekiyor. Denizden oldukça yüksek mesafede kurulu masal kasabasında, yine sanat galerileri, parfüm mağzaları ve parfüm üretim tesisleri gibi özel alanlar olmakla beraber, restaurant konusunda çok fazla seçenek yok. Olanların hepsi ödüllü restaurantlar ve oteller. Kimi small luxury hotels amblemi taşırken, kimisi michelin guide içinde yer alıyor. Bunlar zaten bildiğimiz kategoriler. Benim yeni öğrendiğim ise yeni bir rehber, 60 farklı ülkede 520 konaklama yerini seçen, bu yerlerin restaurantları da çoğunlukla ödülü oteller olan Relais& Chateaux. Bu rehberin önerisi ile hayatta az yaşanacabilecek bir fırsatı yakalayacağınızı düşünüyorum. Otel olarak size önereceğim yerde, bir gecenizi mutlaka geçirmelisiniz: Chateau De La Chevre D'or. Nefes kesen manzarası, Fransız gastronomisinden sunduğu eşsiz yemekler ve otelden çıkar çıkmaz karıştığınız tarihi kasaba ile özel bir yer.

Chateau De La Chevre D'or:

Karşılama için sundukları içkinin yanında, bu zamana kadar yediğim en güzel macaron servis ediliyor. Manzara mükemmel... 2 Michelin yıldızlı restaurantını tercih ederseniz, menüden gördüğüm kadarı ile yemekler heyecan verici. Kahvaltı konusunda çok beklenti oluşturmayın, ortalama düzeyde.



Akşam yemeği için ise otelimizin bize sunduğu alternatif restaurantlardan birini seçiyoruz. Daha önce otel ile mailleştiğimiz için bu konuda bir liste gönderiyorlar. Sizin için bu listeyi de paylaşıyorum. Böylece, bu yemek duraklarından birini de tercih edebilirsiniz.
  • Chèvre d’Or 2* Michelin
  •  Hostellerie Jérôme 2* Michelin La Turbie Village
  • Café de la Fontaine La Turbie (Bistrot)
  • Louis XV 3* Michelin Monaco
  • Robuchon 2* Michelin Monaco
  •   Vistamar 1* Michelin Monaco
  • La Petite Maison Old Nice (Cuisine Provençale)
  • La Taverne Eze Village(Italian Cuisine)
  • Dark Home Monaco (Trendy Sushi)
  • Beef Bar Monaco (Trendy)
  • Avenue 31 Monaco (Trendy Fish Restaurant)
  • La Mère Germaine Villefranche-sur-Mer (Fish restaurant)
  • African Queen Beaulieu-sur-Mer (Fish restaurant)
  • La Place de Mougins (Gourmet)
  • L’Amandier Mougins (Bistrot)
Biz Villafranche-Sur-Mer balıkçı kasabasındaki bir adresi seçtik. Birazdan detaylarını vereceğim bu restaurant kesinlikle ziyaret edilmeyi hak ediyor. Küçük limanda yan yana birçok cafe ve bar sıralanıyor. Restaurantta özellikle yolun diğer, deniz kenarında olan tarafındaki masalarda yer ayırttırmak çok önemli. Bu şekilde yavaş yavaş gelen yemeklerinizin tadını çıkarırken ayın ve denizin keyfini de sürebilirsiniz. Servis olarak çok memnun ayrılıyoruz.

La Mere Germaine


Notre Menu diye aperatif, ana yemek ve tatlı seçebileceğiniz, bir menü sunuyorlar. Bunun yanı sıra menüde diğer yer alan yemeklerden de seçebiliyorsunuz.

Seçimlerimiz şu şekilde:
Kırmızı barbun balığı ile hazırlanmış tart ve sebzeler & balık çorbası
Ana yemek: Körili karides, pilav eşliğinde & ançüez soslu karışık balık ızgara
Limonlu mereng, çikolatalı tatlı
Şarap:Chateau Minuty Cave Cuvee Prestige Blanc




Bütün sunumlar güzel ve lezzetleri çok farklı. Özellikle tadabileceğiniz lezzetler arasında barbun balığı ile hazırlanan tart ve ançüez soslu karışık balık ızgara olabilir.



Başka alternatif neler var? Somon füme ile hazırlanan başlangıç veya taze soğanlar eşliğinde yengeçli kek. Sorbe şeklinde dondurmalar.
Cote d'azur bölgesi yemeklerinden bu kadar...



22 Ekim 2013 Salı

Baharatlı kabak çekirdeği bal kabağı çorbası



Fransa'ya kısa bir ara verip, çorba tariflerine geri dönmek istedim. Lezzetini çok sevdiğim balkabağı çorbasını bu sefer farklı bir tarif ile yaptım. Üstüne eklediğiniz minik lezzet sırı ile çorba tam olarak misafir sunumlarına yakışır türden. Üstelik bal kabağının besin değerini düşünürseniz, bu tarifin hemen kış menülerinde yerini alması gerekiyor. Kabak çekirdeklerinin hazırlık sürecini yapmaya üşenebilirsiniz. Ama, denemenizi ısrarla öneriyorum, çorbaya bambaşka bir tat katıyor. Üstelik hazırlamış olduğunuz kabak çekirdeklerini bir saklama kabında 2 hafta kadar saklayıp arada bir atıştırabilirsiniz. Hatta kitapta bu tarifi bir tür "Portuguese popcorn" olarak adlandırıyor :)
Tarif "The New Portuguese Table" kitabına aittir.

Malzemeler

  • 1 adet yumurtanın beyazı
  • 2 çorba kaşığı şeker
  • 1 çay kaşığı deniz tuzu
  • 1+1/4 tatlı kırmızı biber
  • 1 çay kaşığı acı kırmızı biber
  • 1/4 çay kaşığı tarçın
  • 1 bardak iç kabak çekirdeği
Hazırlanışı
  1. Fırını 150 derece ısıtın. Fırın kağıdı ile hazırlayın.
  2. Yumurtanın beyazını bir kap içinde köpük kıvamına gelene  kadar çırpın. Şekeri, tuzu, biberi ve tarçını ekleyin, karıştırın. Kabak çekirdeklerini ekleyin. Kaşık yardımı ile üstten fırın tepsisine bırakın, bu şekilde kağıt üstünde yayılmasını sağlayın.
  3. Fırında kabak çekirdeklerini kızartmaya başlayın. Bu süreç içinde sürekli karıştırarak kahverengi bir renk alana kadar yaklaşık 25 dakika devam edin.
  4. Ardından, soğum bir zemin üstüne çekirdekleri alın. 

Bal Kabağı Çorbası



Malzemeler

  • 1,5 kilo balkabağı, çekirdekleri çıkarılmış ve 2 cm'lik parçalar halinde kesilmiş
  • 2 orta boy soğan
  • 3 sarımsak, ezilmiş
  • 4 taze adaçayı yaprağı
  • 3 çorba kaşığı zeytinyağ
  • tuz ve karabiber
  • 5 bardak tavuk suyu veya bulyon ilaveli
  • 1+ 1/4 çorba kaşığı tatlı sirke ( Beyaz şarap sirkesi veya elma)
  • Acı baharatlı kabak çekirdeği

Hazırlanışı

  1. 205 derece de fırını ısıtın.
  2. Bir kap içinde, altında fırın kağıdı kullanmayı unutmadan, kabakları, soğanları, sarımsakları, adaçayını ve zeytinyağını pişirmeye başlayın. Tuz ve karabiber ekleyin tekrar karıştırarak fırında pişirmeye devam edin. Kabaklar iyice yumuşayana ve soğanlar kahveregileşmeye başlayana kadar ama yanmadan yaklaşık 50 dakika pişirmeye devam edin.
  3. Bu sürede aralıklı olarak spatula yardımı ile karıştırmayı ihmal etmeyin.
  4. Farklı bir kaba alarak, tavuk suyunun üçte ikisini ekleyin ve robottan geçirin. 
  5. Bundan sonraki aşamada, acele etmeden yavaş yavaş pişerken suyu azaldıkça kalan tavuk suyunu yavaş yavaş ekleyin. Bu şekilde çorbanın sonunda yapısı çok güzel bir hal alacak. Gerekiyorsa tuz ekleyin. Sonunda sirkeyi ekleyin.
  6. Servis yaparken, önceden hazırladığınız baharatlı çekirdekler ile servis yapın.

Afiyet olsun ;)

21 Ekim 2013 Pazartesi

Fransız Mutfağı ( St Paul De Vence & Monte Carlo 2)


Fransa'daki ikinci rotamıza gelince dünyada görülmesi gereken özel noktalardan birisi olduğunu düşündüğüm St. Paul De Vence'den ve Monte Carlo& Monaco'dan bahsediyor olacağım.
St. paul her noktasını fotoğraflamak isteyeceğiniz, sanat galerileri ile kaplanmış özel bir Orta çağ kasabası.  Cannes film festivali zamanında birçok ünlünün durağı olarak biliniyor. Buraya konaklamak veya en azından yemek yemek üzere uğruyorlarmış. İşte bu adreslerden en önemli sayılanı Colombe D'or. Abimin eşi uzun yıllardır film sektöründe olduğu için ve sık sık Cannes'de bulunduğu için, burayı görmeden dönmek olmaz diye bizi uyardı. Saint Paul de Vence içinde ayrıca birçok gurme mağaza görebilirsiniz. Zeytinyağı, macaron, şekerlemeler, şarap....

Colombe D'or


Akşam rezarvasyon konusunda çok önceden planlama yapmanız gerekiyor. Öğle yemeği için ise Nice'e  ulaşır ulaşmaz 2 gün sonrası için rezarvasyon yapmamız yeterli oldu. Gittiğimizde bahçede hiç boş masanın olmadığını gördük. Ve içerdeki en genç çift bizdik :) Herkes 50-60 yaş üstü olan restaurantta, servis elamanları sommelierin tavırları bu kadarı da biraz fazla dedittirecek cinsden. Menü kasabanın sanatsal ruhuna uyumlu şekilde renk renk font ve yazıda hazırlanmıştı. Tabii ki Fransızca olduğu için bize servis yapan kişiden bilgiler alıyoruz. Yemekler biraz komplike olduğu için günün öneri listesinde yer alan tavuk yemeklerinden birini istiyoruz. 
İstediğimiz yemekler sizinle özel olarak ilgilenen servis yapan kişi tarafından masanızda servise hazırlanıyor ve sunuluyor. Öğle yemeği olduğu için Rose istiyoruz. Seçimlerimiz şu şekilde:
La reserve de la Colembe d'or Rose, Poussion chicken, Fricasse de volaile ala cremeria.
Yemeklerin lezzeti çok güzel. Ancak, ziyaret etmenizi önerme sebebim yemeklerden çok bu ambiansı solumak için olacak. 



Monte Carlo& Monaco'ya gelince, gezdiğimiz destinasyonlar içinde en sevdiğimiz bölge... Şüphesiz lüks kavramını tekrar sorgulamanızı sağlıyor. Bu bölgede Hermitage oteli ve kumarhane önündeki Cafe de Paris'in bölgenin en iyisi olduğu notlarım arasında. Nedenine gelince önünüzde duran arabalar Bugatti, Bentley, Ferrari'ler, etrafınızda tüm bilinen markalar yer alıyor. Gürültüden uzak, karşısında küçük bahçesi olan değişik bir mekan. Bir şeyler içmek için çok ideal bir alan, sonra da kumar seviyorsanız kumarhaneye hemen geçiş yapabilirsiniz. Çocuklar içinde güzel ve farklı milkshake menüsü yer alıyor.


Cafe de Paris 
Seçtiğimiz şarabı çok beğendik, siz de belki tercih edebilirsiniz: Chateau Ormes De Pez Saint Estephe (kırmızı). Bordeaux bölgesinden bir şarap.





20 Ekim 2013 Pazar

Cote d'azur / Fransız Mutfağı (Nice 1)

       

Aldentelütfen'de sizinle buluşmaya başladığımdan beri, yemek içmek benim için bir zevk olmanın yanı sıra size karşı sorumluluk duyduğum bir platform haline geldi. Artık menülerden seçilen alternatifler mutlaka farklı tercihler oluyor. Seçilen mekanlar için Michelin guide, Frommer's veya dünyaca bilinen yayınların referansları arasında uzun uzun yolculuklar yapıyorum. Kaldığımızın bölgenin 30 km dışında yerleri deniyoruz. Bunu yaparken iki kişiye teşekkür etmeden bu yazıya başlayamazdım. Birincisi Ömer, benimle bu yemek aşkını paylaştığı, her yeni tadılan lezzette benim kadar mutlu olduğu için... Sevgili eşim çok iyi bir hayat arkadaşı. İkincisi sevgili babam Yılmaz Sütlaş... Seyahat yaptığımız her yerde en iyi restaurantta bir akşam yemek yenmeli ve keyifli vakit geçirilmeli, bu değeri aşılayan sevgili babama teşekkürler.
Şimdi içime çok sinen bu yazı dizisine başlıyorum. Sizi çok güzel yemekler ve keşifler bekliyor olacak. 

Nice Fransa güney sahilinde en çok turist çeken bölgelerden bir tanesi. Şehrin Fransa mutfağına alternatif kendi bir mutfağı olduğu izlenimine kapılıyorsunuz. İtalyan etkisini her yerde görmek mümkün. Cours Saleya tam bir yeme içme ve alışveriş bölgesi gibi görünsede aldanmayın. İlk akşam çok geç ulaştığımız için direk bu bölgeye gittik. Burada sadece bir şey içmenizi ve atıştırmanızı öneririm. Geri kalan lezzetler farklı bölgelerden.

La Saleya

Cours Saleya üstünde istediğiniz bir restaurantı seçip hoş vakit geçirebilirsiniz. Mutfakları açısından pek bir fark olduğunu maalesef sanmıyorum. 
Linguine a la truffe sipariş veriyoruz, şarap seçimimiz Cotez de Provence... Siparişimizi öneriler listesinden seçiyoruz. 




Brasserie Le Gioffredo

Lafayette'in birkaç sokak paralelinde olan bu sevimli yerde sabah kahvaltinizi keyifle yapabilirsiniz. Ekspres kahvaltı ve "full breakfast" olmak üzere iki seçenek sunuyor. Farklı omlet seçenekleri yer alıyor. Nice'de Fransa'da olduğunuzu restaurant ortamları ile hissetmek pek mümkün değil. Le Gioffredo bunu biraz yakalayabildiğiniz bir adres. Ancak, sahibi konusunda uyarmalıyım. Oldukça soğuk ve karşılık almakta zorlanıyorsunuz.



Beau Rivage


Nice'de özellikle beğendiğim iki yerden birisi. Hem mutfağı hem de güzel manzarası ile mutlaka öneriyorum. Sahilde deniz kenarında restaurantı olan tek yer. Denize karşı konumlanmış masalarından birini seçtikten sonra başlıyoruz tadımlara. İçki olarak seçimimiz şampanya ve beyaz şarap: Taittinger Champagnes, Chateau de berne blanc
Tatil öncesi yenmesi gereken Nice'in kendi lezzetleri araştırmamda çıkan sonuçlar şöyle oldu: Chickpea pancake, socca, nicoise salata.
Menüde salade nicoise bulunuyordu. İçerik olarak ançüez kullanılmış harika bir salata. Ömer, günün yemeği olarak servis edilen 2 farklı balıktan oluşan yemeği tercih ediyor. Balıklar morina balığı ve somon. Benim salatamdan da lezzetli.  Tatlı olarak bir Fransız klasiği Creme Brulee istiyoruz. Üstünün karamelize bölümü dışında lezzetli. 




Bistrot d'antoine 


Michelin listesinde önerilmiş bu restaurantta yer bulmak için mutlaka önceden rezarvasyon yaptırmalsıınız. Pazar ve pazartesi akşamları kapalı olduğu bilgisini alıyoruz, tatilinizde farklı günlere bu mekanı yerleştirmeniz de fayda var. Farklı gazeteler, ilk 10 listesinde bu mekanı seçmekte kesinlikle haksız değil. Ortam çok sıcak, servis elemanları şarap eşleşmesi konusunda çok bilgili. Her yerde olduğu gibi burada da İngilizce menü olmadığı için seçiminiz servis yapan kişinin İngilizcesine bağlı oluyor maalesef ve işlerini çok iyi yaptıkları için rahat rahat karar veriyorsunuz. Menü çok farklı alternatifler sunuyor. Başlangıç olarak portakal soslu ızgara kalamar seçiyoruz. Sunumu mükemmel görünüyor. Denediğimiz yemeklerden bonfile de Truffe mantarlı risotto da mükemmel: "risotto beuscue de truffle" "Filet de boeuf legumes du morche" Bu zamana kadar tattığım en güzel risotto rahatlıkla diyebilirim. Önerilen şarap çok güzel: Chatuae cotes de cassagne, bordeaux superior.
Buradan sonra küçük bir anıyı paylaşmak istiyorum: Tramvay için beklerken restaurantta yan masamızda bulunan yaşlı çift geliyor. Bizi tanıdıklarını ve seçimlerimizin yan masadan çok güzel göründüğünü söylüyorlar. Hatta bonfile yemedikleri için pişmanlık duyduklarını :) Benim sürekli not aldığımı gördükleri için bende blogdan bahsediyorum. Bir not düşmemi istiyorlar. Balıkları çok tuzlu hazırlanmış, siz de giderseniz bu uyarı yapılabilirsiniz belki.




      



Gelecek yazılarda St. Paul Vence ve Eze Village ve Monte Carlo& Monaco'dan adresler vereceğim :)

Nice'i bitirmeden önce, üstte bahsettiğim salatanın Fransa'dan aldığım kitap içinde tarifi yer alıyordu. Fotoğrafı beğenip tarifi uygulamak isteyenler için:

Salade Niçoise

Malzemeler
  • 1 marul
  • 8 domates
  • 3 adet taze yeşil soğan
  • 1 kereviz sapı
  • 2 küçük yeşil biber
  • 4 adet küçük enginar
  • 1 salatalık
  • 2 avuç fevettes olarak adlandırılan yeşil fasulye 
  • 100 gr siyah zeytin
  • 8 fileto ançüez
  • 4 yumurta
  • sarımsak
  • fesleğen
  • zeytinyağ ve tuz

Hazırlanışı
  1. Yumurtaları haşlayın. Enginar kalplerini yapraklarından ayırın. Yeşil fasulyeleri soyarak tanelerini ayırın.
  2. Diğer sebzeleri yıkayarak hazırlayın. Salata kasenizin içine sarımsağı sürün. Domatesleri 4 parçaya ayırın. Kereviz sapı, yeşil soğanı ve salatalığı kabuğu soyduktan sonra doğrayın. Enginar kalplerini çeyrek parçalara bölün.
  3. Tüm malzemeyi karıştırın ve elinizi böldüğünüz fesleğen parçalarını ilave edin.
  4. Zeytinyağ ve tuz ekleyerek servis yapın.





10 Ekim 2013 Perşembe

Tariflerle gelenekler anlatılabilir mi? (Kalavasas yenas de karne)

Bugün uzun zamandır blogun "geçmişten bugüne yemekler" bölümüne bir şeyler yazmadığımı fark ettim. Aklıma hemen geçenlerde minik not defterimi yazdığım, bu konu mutlaka blog'ta paylaşılmalı, yazım geldi. Birkaç kitabı bir arada okuduğum için, unutmamak için minik işaretler, sayfa kıvırmalar bazen de böyle notlar alıyorum. Size iletmeye değer bulduğum bugün ki konu ise Mario Levi'nin son kitabı "Size pandispanya yaptım" kitabından. Henüz yarısına geldiğim kitapta, Musevi cemaati geleneklerine ait bazı şeyler öğreniyor bir yandan da Seferad mutfağı hakkında fikriniz oluyor. Okudukça şaşırıyorsunuz. Bazı tarifler o kadar güzel ki, benim gibi tarifi okurken tadını hayal edip canlandırabiliyorsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Acaba kitabın kurgusu içinde gerçek mi değil mi diye tereddüt ettiğim tarifleri gerçekten internetten araştırdığımda buldum. Kitaptan derleme yaptığım tarife geldi sıra:

Kalavasas yenas de karne

Malzemeler

Kabak, şamfıstığı, su, toz şeker, tarçın, kuş üzümü, kıyma, tuz ve karabiber

Hazırlanışı
(Kitapta yazıldığı şekli ile alıyorum)
Kabaklar ikiye bölünecek, ayıklanacak ve oyulacaktı. Büyükçe soğanı keskin bir bıçakla doğrarken tam da böyle bir yerdeyim işte. Yola çıkmıştım. Önce 50 gram kadar şamfıstığını, renkleri hafiften dönmeye başladığında da soğanları kavurmaya bırakmıştım. Onun da rengi hafiften döndüğünde ılık suda bir süre beklettiğim kuş üzümleri ile kıymaya gelmişti. Ancak, bu sefer kıymanın fazla kavrulmasına gerek yoktu. o kızgın yağda saoğan ve fıstıklarla bir iki kere çevrilmesi ve hafiften pişmesi yeterliydi. Bu arada karışımın içine biraz tuz ve karabiber eklemeyi de ihmal etmemiştim tabii.  İçlerine bu kıymayı koyduğum dolmaları ben de özenle tencereye yerleştirmiştim. Üzerlerine, önce geleneğin o vazgeçilmez tadını yakalamak umuduyla, yakılmış şekeri, sonra kuzu kemiklerinden elde edilmiş suyu ve iki üç çubuk tarçını da koyarak...
Yemeğin kısık ateşte pişmesi gerektiği kuralınıysa zaten unutmazdım.

Diğer tarif ise bu kabaklardan çıkan içlerin kullanıldığı bir yemek: "Almodrote"

Malzemeler

Kabakların içleri, ekmek, yumurta, ayçiçek yağı, kaşar peyniri, beyaz peynir, dereotu, tuz

Hazırlanışı

Rendeleyip sularını iyice sıktığı bu kabak içlerine, ıslattıktan sonra yine suyu iyice sıkılmış iki dilim ekmeği, iki yumurtayı, bir kahve fincanı ayçiçeği yağını, bir su bardağı rendelenmiş kaşarı, yüz gram kadar çatalla ezilmiş beyazpeyniri ve biraz dereotunu katmış, elde ettiği bu karışımı sabırla yoğurarak dibi yağlanmış ve unlanmış tepsiye yaymıştı. Üstüne biraz rendelenmiş kaşarpeyniri serpmeyi de ihmal etmeyerek... Sonrası, 180 derece ısıtılmış fırının işiydi...

Bunun gibi bazı tarifleri, sanki kurgunun bir parçası gibi okumak çok güzel bir fikir.  Umarım sizi de benim kadar heycanlandırmıştır...



9 Ekim 2013 Çarşamba

Sakala Sarkan Çorbası


Çorba tariflerine devam. Bu sefer yapan ben değil tadan konumundayım. Sevgili arkadaşım İris'in annesi Selma Teyze'nin mutfağına ait bu tarifi çok sevdim. Bildiğimiz lezzetleri bilmediğimiz boyuta taşıyan minik sırları sayesinde.  Öncelikle yeşil mercimek kullanılması alkali beslenme konusunda iyi bir sebep. Diğer yandan bu tarif Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı şekillerde isim bulmuş, mutfağımızın bilinen bir parçası.
Şimdiden afiyet olsun :) Selma Teyze'ye tekrar teşekkürler :)

Malzemeler


  • 1 adet soğan
  • 1 su bardağı yeşil mercimek ( önceden sıcak su ile yıkanmış)
  • 1 çorba kaşığı domates püresi
  • 1 kaşık zeytinyağ & 1 kaşık tereyağ
  • 1 su bardağından bir parmak eksik erişte
  • Alabildiğince su/ tavuk suyu
  • 1 diş sarımsak
  • 1 çay kaşığı nane
  • 5-6 çorba kaşığı sirke
Hazırlanışı

  1. Soğanları yağda kavurun.
  2. Domates püresini ekleyerek karıştırmaya devam edin.
  3. Su ilave edin ve kaynama seviyesine getirin.
  4. Kaynamaya başlayınca yeşil mercimek eklenir. Yeşill mercimek pişine kadar pişirilmeye devam edilir.
  5. Bu aşamada, yeşil mercimeklere erişte ilave edin.
  6. Başka bir kap içinde ezilmiş sarımsak ve sirkeyi karıştırın.
  7. Çorbaya son aşamada kuru nane ekleyin.
  8. Servis edilirken sirke sostan 1 kaşık eklenerek sunulur.
Sirkenin, yeşil mercimeğe nasıl bir tat verdiğini görünce çok şaşıracaksınız. Sos mutlaka hazırlanmalı.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Kydonia Kuruçeşme/ Girit-Türk ada mutfağı

     

İstanbul'da yeni tadımlar yapabileceğiniz yerimize geldi sıra: Kydonia. Girit mutfağı, Ege lezzetlerini bulabileceğiniz bu adrese kalabalık bir grup olarak gittik. Daha önce okuduğum yorumlardan çok farklı çeşit mezeleri olduğunu biliyordum. Grup adına karışıklık olmaması için fiks menü uygulamalarından birini seçebilirsiniz. Menülerin çeşitliliği ve sunum oranları gayet ölçülü.
Menü isimleri de çok güzel: Bir deniz, iki yaka, tek sofra :)
Peki kendileri kendi mutfaklarını nasıl tanımlıyor? Girit ve adalardan gelen mübadillere özgü Türk ada mutfağını, 70 çeşit meze ile sunan yer.
Çok farklı, bu zamana kadar denemediğimiz lezzetler var. Benim bugün bahsedeceklerim ise, soğuk başlangıçlar için Girit ezme, Niko, Skordalya, Bademli zaho, Köz enginar. Niko ege otlarından yapılmış acılı bir ezme, skordalya ise sarımsaklı ada ezmesi olarak açıklanıyor. İçlerinden benim en çok sevdiklerim köz enginar ( taze enginarlar yaprakları ve kalbi ile odun ateşinde ızgara yapılıyor), skordalya ve girit ezme. Girit ezme içindeki, peynir ceviz ve kekik oranı çok güzel ayarlanmış.



Ara sıcak olarak ise seçebileeğiniz ürünler: Sıcak yatırma peyniri, tarçınlı. Güveçte servis edilen bu yemeği övüldüğü kadar sevdiğimi söyleyemeyeceğim. İlk defa tadacak birisi için tarçın ile birleşimi farklı gelebilir, ben kendi mutfağımda çok fazla tarçın, zencefil veya muskat gibi lezzetleri kullandığımdan daha güzel olabileceğini sanıyorum. Karışık ege otlu mücver ikinci gelen tabağımız, sunumuda kendiside oldukça sevimli bir mücver. Son olarak, deniz mahsülleri ve ceviz ile doldurulmuş kalamar dolma geliyor. İçinde kullanılan malzemeler çok güzel fakat kalamarın sertliği uygun mu emin değilim. Sonra çok sevdiğimiz kaya koruğundan istiyoruz: Harika!




Ana yemek olarak çok lezzetli bir ızgara levrek şiş sunuluyor. Hem balığı beraberinde yanındaki sebzelerin tadını güzel hissedebildiğiniz bir ızgara. Tatlı seçenekleri arasında sakızlı muhallebi veya Kydonia böreğini seçebiliyorsunuz. Kydonia böreği sanki laz böreği havasını çağrıştırıyor. Sakızlı ve lor peyniri ile hazırlanıyor. Oldukça hafif bir tatlı.
Kydonia'daki sunumları ve sunum zamanlamasını birçok meyhaneye göre çok beğeniyorum. Sizin de keyif alacağınızı düşünüyorum. Her getirilen meze geçişlerinde verdikleri aralar ile uzun uzun sohbet etmek ve içkinizin keyfini çıkarmak mümkün oluyor.

2 Ekim 2013 Çarşamba

Beyaz Lahana Çorbası


Bir süredir yazmaya başladığım çorba tariflerini çok seviyorum.  Mevsim artık kendisini karşılamaya hazır hale gelince, çeşit çeşit uygulanabilecek birçok lezzet ortaya çıkıyor. Bugünün tarifi tam bir kış çorbası.  Hem malzemeleri hem de görüntüsü içinde bulunduğumuz aylara çok yakışıyor. Kabul ediyorum beyaz lahana çoğumuz için pek sevimli bir sebze değil. Mutfakta çok az yer buluyor. Bazıları için ise diyetlerde çok sık yer verildiği için akla kilo meselelerini getiriyor.
Ancak bu tarif, soğan çorbasından alıntılar yaptığı için aroması kesinlikle daha farklı.
Kullanılan malzemeler oldukça az fakat uygulaması o kadar hızlı olmuyor. Beyaz lahana sevmeyenleri bile mutfağa sokabilecek tarifimize başlıyorum.

"Tarif Soup a way of life kitabına aittir."

Malzemeler



  • 5 çorba kaşığı (75 gr) tereyağ
  • 4 küçük-orta boy soğan ( çok ince doğranmış)
  • Yaklaşık 1,8 kg beyaz lahana, çok ince şerit halinde doğranmış
  • 1 çorba kaşığı tatlı kırmızı biber
  • 5 bardak tavuk suyu
  • tuz ve karabiber
  • 2 çorba kaşığı limon suyu
Hazırlanışı


  1. Orta derece ateşte 3 kaşık tereyağını eritin. Yaklaşık 20 dakika soğanları ara sıra karıştırarark pişirin. Soğanlar eriyip neredeyse kahverengileşmeye başlayana kadar devam edin. ( Olması gereken kararı fotoğrafta görebilirsiniz.)
  2. Geri kalan yağı ekleyin ve doğradığınız lahanaları soğanın bulunduğu kaba ekleyin. Isıyı yükseltin ve beyaz lahanaları karıştırarak 20 dakika kadar pişirmeye devam edin. 
  3. Kırmızı biberi ekleyin, bir dakika karıştırın. Tavuk suyunu ve tuzunu ilave edin. 
  4. Servis etmeden önce limon suyunu ekleyin.