26 Aralık 2014 Cuma

Tam bir kış tarifi! Akdeniz Usulü Kuzu Yahni



Öncelikle bu sefer ki tarifi yapma enerjisini nerden buldum onunla başlayalım mı? Arkadaşım Esra Aykut Oğut'un ikinci kitabı "Keşke kadın olsam"ı masımın üstüne bırakıp gitmiş. Kitap okumaya bayılırım eeee bu sıralarda evde 4 aylık bebeğimiz ile bol bol vakit geçirdiğim için hemen okumaya başladım. 150. sayfalara gelince kadın erkek frekanslarından bahsetmeye başladı sayfalar. 100 civarı frekansa düştünüz mü eyvah! kendiniz olmaktan vazgeçtiniz diyor. Şöyle bir baktım kendime pijamalar, pofidik terlikler bebek telsizi yanımda!!!! Neler oluyor? Hadi şu frekansı biraz yükseltelim dedim :)
İşte harika tatları içinde barındıran ve zengin bir içeriği olan yahniyi hazırlama fikri bu şekilde geldi. Hazırlıklarını önceden yapıp son dakika da fırından çıkarıp servis yapabilirsiniz.
Tarif "Bonne Maman-The seasonal cookbook" kitabına aittir.

Malzemeler

  • 3 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 2 büyük mor soğan, ince doğranmış
  • 3 diş sarımsak
  • 3 çay kaşığı kırmızıbiber
  • 1 adet küçük patlıcan, küçük parçalar halinde
  • 1 adet kırmızı biber, doğranmış
  • 1 küçük balkabağı, küçük küçük doğranmış
  • 300 ml passata( Domates püresi kullandım)
  • 400 gr doğranmış domates
  • 300 ml kırmızı şarap
  • 300 ml tavuk suyu
  • 3 tatlı kaşığı yabanmersini reçeli ( Dağ çileği kullandım)
  • 12 parça kuzu külbastı  (evde iri doğranmış kuzu kuşbaşı olduğu için onu kullandım)
  • 12 adet siyah zeytin
  • Tuz ve karabiber
Hazırlanışı


  1. Fırını 170 derece ısıtın
  2. Büyük bir güveçte 2 çorbakaşığı zeytinyağını ekleyin, soğanları ve sarımsağı ilave edin. 7-10 dakika süre ile soğanlar yumuşayana kadar pişirmeye devam edin.
  3. 2 kaşık kırmızı biberi ekleyin ve 1-2 dakika kadar daha karıştırmaya devam edin.
  4. Patlıcanları, biberi ve kabakları ekleyin. 3 dakika kadar renkleri hafif değişene kadar çevirmeye devam edin. Ardından domates püresi, doğranmış domates, kırmızı şarap ve tavuk suyunu ekleyin.
  5. Kaynamaya başlayınca üstünü kapayarak fırını atın ve bir bir buçuk saat kadar pişirmeye devam edin.
  6. Kalan kırmızıbiberi etin üstüne sürün ve kalan yağda pişirin. Kahverengileşinceye kadar devam.
  7. Güveci fırından çıkarın ve zeytinleri ilave edin. Pişirdiğiniz etleri güvece yerleştirin. 10 dakika kadar daha fırında pişirin.




13 Aralık 2014 Cumartesi

Mantarlı Kiş

Anne… Kendi başına bir paragraflık anlam taşıdığını düşünüyorum bu tek kelimenin. Ancak olduğunda anlayabileceğiniz yepyeni bir dünya. Şimdi daha iyi anlıyorum senin blogta yazdığın yemekler çok detaylı zaman alan şeyler o kadar uğraşamam diyenleri :) Süt veren bir anne için durum böyle, zamanla yarışmak önemli. Bu sebeple bundan sonra çok farklı içeriklerde ekleniyor olacak. Bebeğin yemekleri başladığında bebeklere özel yemek tarifleri yazılacak belki, belki de daha pratik yemekler. Tabii "aldente lütfen" sadece anne değil o yüzden kallavi yemek tarifleri de olacak yine. Bugün fırsat bulduğum bir arada misafirlerimize hazırladığım mantarlı kiş tarifine yer veriyorum. Söz konusu kiş olunca her türünü seviyorum. Hem yapılması zevkli hem de yemesi. Mutfağa girip denemenizi öneririm.

Mantarlı Kiş


Malzemeler


Hamuru için
  • 1+3/4 su bardağı un
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 3 çorba kaşığı parmesan peyniri rendesi
  • 125 gr tereyağı, rendelenmiş
  • 2 çırpılmış yumurta sarısı
  • 3 çorba kaşığı soğuk su
Harç için
  • 4 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 büyük beyaz soğan, küp şeklinde doğranmış
  • 600 gr kültür mantarı, ince doğranmış
  • 1/2 limonun suyu
  • 3 yumurta çırpılmış
  • 2 su bardağı ufalanmış tulum peyniri
  • tuz, karabiber
  • 4 çorba kaşığı ince kıyılmış maydanoz

Hazırlanışı

  1. Un, tuz, parmesan peyniri ve tereyağını yoğurun
  2. Yumurta sarısı ve 3 çorba kaşığı soğuk suyu ekleyin. Hamuru yuvarlak top haline getirip strech filme sarın ve 30 dakika bekletin
  3. Fırını 200 dereceye ayarlayın
  4. Hamuru açın ve tart kalıbına koyun, üzerini çatalla delip 17 dakika pişirin.
  5. Soğanları zeytinyağında pembeleştirin
  6. Mantarı, limon suyunu, tuz ve karabiberi ekleyin
  7. Mantarlar yumuşayıncaya kadar pişirin, ocağı kapatın
  8. Yumurta ve tulum peynirini mantara ekleyin
  9. Hamurun üzerine dökün ve 20 dakika pişirin.




28 Ekim 2014 Salı

Doğum odası ikramları/ Yepyeni bir hayat!

Yeni bir hayata merhaba demek için beklerken çok fazla düşünecek ve düşündüklerinizi hayata geçirecek zamanınız oluyor. Hayatınızın misafiri minik bebeğiniz gelmeden önce hastane odası için süsler ve ikramlar hayal ediyorsunuz. Bugün blogda bebeğimiz Yağız doğmadan önce yaptığımız hazırlıklardan bahsedeceğim. Doğumdan sonra zaman tamamen sistemle işlemesi gereken bir çarka dönüyor ve bu sistem içinde kendi zevklerinize bir süre vakit ayırmak maalesef pek mümkün olmuyor. Tam 41 gün sonra ilk yazımı yazmanın heyecanını yaşıyorum. Yağız'ın minik uyanma sesleri üst kattan gelirken hızlı hızlı sizinle bu yazıyı paylaşmak istedim. Belki şuan son hazırlıklarını yapan anne adayları vardır ve bu öneriler bir fikir verebilir. Bebeğinizle yeni yaşamınızı şimdiden kutluyorum :)

Hastane odasında servis edilmek üzere hazırlıklarımız 

Kuş yuvası şeklinde badem şekerleri
Mini hoşgeldin reçelleri
Mini çikolata bonbonları
Macaron
Tuzlu ikramlar
Lohusa şerbeti

Kate Aspen/ Bonbonmarket

Öncelikle daha önce rastladığım Kate Aspen bebek şekerlerinden bahsedeyim. Pinterest'e örneklerini gördüğüm bu marka için yurtdışından "My little man" konseptli şekerlikler istemeye planlamıştım. Ancak, online sipariş sırasında kredi kartının yurtdışına tanımlı olmasını istediğinden Türkiye'de bu markaya nasıl ulaşırım diye araştırmaya başladım. Sorunun cevabı Bonbonmarket oldu. Kuş yuvası şeklinde bebek şekerlerini sipariş verdim. Daha sonra dilediğiniz badem şekeleri ile içini doldurabilirsiniz. Bu kutu konseptimizin su yeşili, mavi tonlarında olmasını sağladı. Lohusa şerbetlerinin sunumu için de yine Kate Aspen'den "Vintage süt şişelerini" seçtik. Birçok başka konseptte hediyeyi de bulabileceğiniz bu markaya göz atabilirsiniz.




Macaron/ Beyaz Fırın
Marka olarak Beyaz Fırın'ı çok sevdiğimi beni takip edenler bilir. Bu sebeple servisimiz de mavi bebek makaronlarını tercih ettik. Ayaklı şık bir vazo da sunumlarını eğlenceli kılabilirsiniz. 



Mini çikolata bonbonlar/ Cake Gallery

Bu harika çikolata şekerlemelere Mashattan Sitesi'nde Cake Gallery isminde minik pastanede rastladım. Lezzeti mozaik gibi ancak daha yoğun kıvama sahip bu topları isterseniz nane şekeri, limon şekeri veya çikolata süslemesi kaplı şekilde sipariş verebilirsiniz. Cordon Bleu mezunu şefin ellerine kendinizi rahat rahat bırakabilirsiniz.



Mini Hoşgeldin reçelleri

Sizi ziyarete gelen misafirlerinize farklı bir hediye vermek isterseniz, son olarak bahsedeceğim mini reçeller olacak. 4 farklı çeşitte sipariş verebileceğiniz bu harika reçelleri erkek veya kız bebek olmasına göre farklı renk ve süsleme ile sipariş verebiliyorsunuz. Tamamen ev yapımı güneşte pişirilerek özel hazırlanan bu reçeller minik kavanozlarla buluşuyor ve bebeğinizin doğum tarihi ile etiketlenerek size ulaşıyor. Bu reçellerden sipariş vermek isteyenlerin ise İlkay Hanım'a özel olarak ulaşması gerekiyor. 

Bu mutlu gün için yapabilecekleriniz sınırsız… Balonlar, kapı süsleri, hoşgeldin kartları gibi detayları bir organizasyon şirketi ile de çalışabilirsiniz. Ancak, işin mutfak kısmı bence size kalsın :) 


Sevgiler,

Fotoğraflar / Burcu Çalışkan

12 Eylül 2014 Cuma

Mamma Mia/ İtalya'dan tarifler




Uzun zamandır içinde bulunduğum hamilelik sürecini tamamlamaya çok az kaldı :) Bu arada mümkün olduğunca sağlıklı besinler ile beslenerek bebeğin gelişimini olumlu etkilemek için gayret gösterdim. Birçok sevdiğim tarifi de uygulamaktan vazgeçmek zorunda kaldım. Ancak, lezzetlerime kısa bir süre sonra dönüş yapacağım.
Bu arada bol bol okuyarak yeni tarifler biriktirdim. Arkadaşım Derya'nın hediyesi olan "Mamma Mia" (Elvan Uysal Bottoni) kitabından bazı tarifleri bugün sizinle paylaşıyor olacağım. İçlerinden bir tanesi Caponata'yı da yarın deneyeceğim ve fotoğraflarını yakında paylaşacağım. Bu kitap bir yemek kitabı gibi birçok yemek tarifi verse de başka yönleri oldukça fazla. İtalya'nın her bölgesinden bir kadın seçip bölgenin fazla tanınmayan yöresel yemekleri anlatılıyor. Bu sürede bahsi geçen İtalyan annelerin hayatlarından kesitler sunuluyor. İlginç bir içerik değil mi? Herkesin keyifle okuyabileceğini sanıyorum. Sicilya'daki balık pazarını, Napoli sokaklarını gezerken her şey gözünüzde canlanıyor.                                              

Tariflere gelince benim seçtiğim bölgeler şu şekilde; Napoli, Toskana, Sicilya 

Polpette Napoletane (Napoli)

Malzemeler
  • 500 gr az yağlı dana eti
  • 1 yumurta
  • 2 yumurta sarısı
  • 250 gr ekmek içi
  • parmesan
  • tuz, karabiber
  • Çamfıstığı
  • Kuş üzümü
  • Galeta unu
Hazırlanışı
  1. Ekmek bir miktar sütte ıslatılır
  2. Bütün malzemeler bir arada karıştırılıp, yoğurulduktan sonra yuvarlak top köfteler haline getiriliyor. Hafif yassı olmaları gerekiyor.
  3. Köfteler hazırlandıktan sonra galeta ununa batırıp çok az yağda kızartılıyor.
  4. Öneri: Dileyen köfteleri domates sosunda, zeytinyağında bir diş sarımsağı kızartıp, önce köfte sonra domates püresini ekleyerek daha geleneksel versiyonu da deneyebilir.
Cipolline in agro dolce/ Mayhoş soğanlama (Toskana)

Yemek öncesi iştah açıcı olarak servis edilebilir :)

Malzemeler
  • 500 gr minik yassı soğan/ arpacık soğan
  • 50 gr tereyağı
  • 50 cl elma sirkesi 
  • 2 kaşık şeker
  • 50 cl su
Hazırlanışı
  1. Soğanlar soyulduktan sonra yarım saat soğuk suda bekletin ( Daha tatlı olurmuş böylece!)
  2. Tavada tereyağını eritin, yağa şeker ilave edin.
  3. Şeker eridiğinde önce sirkeyi sonra suyu ekleyin.
  4. Soğanları kurulayın ve sirke karışımına ekleyin. Kısık ateşte 1 saate yakın pişmesi gerekiyor. 
  5. Soğanların renginin iyice renk değiştirmesi gerekiyor. Yer yer kahverengi bir görüntü alacak. 
Ravioli Siciliani/ Sicilya usulü Ravioli

Malzemeler

Hamur
  • 500 gr un
  • 3 yumurta
  • su
İç malzeme
  • Ricotta peyniri
  • 1 yumurta
  • karabiber
  • Domates püresi
  • Bezelye
  • Soğan
  • Sarımsak
  • Zeytinyağı
Hazırlanışı
  1. Un yanardağ şeklinde yığılıp yumurtalar kırılarak kulak memesi kıvamında bir hamur edilir. ( Geleneksel yumurtalı makarna tariflerinde 100 gr un için 1 yumurta kullanılabilir. Ancak tarifi veren Angela daha az yumurta seviyor.) Karıştırıken çok az su kullanılabilir.
  2. Ricotta peynirini 1 yumurta ile karıştırıp tuz ve karabiber ekleyin.
  3. Hamuru ince şekilde bir şekilde açtıktan sonra, belirli aralıklar ile peyniri üzerine serpiştirin.
  4. Üzerine aynı büyülükte bir kat hamur daha kapatıp yarım ay şeklinde hamur parçaları kesin. 
  5. Sos için, tavada bir miktar soğanı ve 1 diş sarımsağı zeytinyağında kavurun. Domates püresini ve son olarak bezelyeleri ekleyin.
  6. Tuz ilave edilmiş sıcak suda 5 dk kadar ravioli hamuru haşlayın. İyice süzüldükten sonra sosa ilave edin. Servise hazır.

21 Ağustos 2014 Perşembe

Alkali Beslenme 2

Bu platformda en sevdiğim bölümlerden birisi olan yemek tarihi ve faydalı bilgiler kısmını biraz ihmal ettim. Ama bu açığı kapayacak güzellikte bir yazı sizi bekliyor. Bir süre önce yine buradan size Alkali Diyet kitabından bahsetmiştim. Bu yönlendirmeyi de pilates hocam Ebru Hanım'dan almıştım. Bana yaptığı bu mükemmel iyilik sonrası Dr. Ayşegül Çoruhlu'nun yeni kitabı çıktıkça takip etmeye karar verdim. Bu sefer daha teknik bir anlatım dili ile bize aktardığı yeni kitabından, kısa kısa notları yine sizlerle paylaşmak istiyorum. İstiyorum çünkü elinizde bu şekilde bir veri varsa ve bunu uygulama fırsatınız varsa denememek daha kötüsü bilmemek yazık olur. Üstelik kitabın ortaya koyduğu iddia artık sürdürülebilir bir beslenme şekline geçmek ve sağlıklı beslenmek için gerekenleri göstermek. Belki tüm aşamalarını adapte etmemiz mümkün olmayabilir ancak ben ilk kitaptan alkali su ve hayvansal gıdalarda keçi ve koyun ürünlerini tercih etme maddelerini günlük hayatıma soktum. Sizin de alacağınız tavsiyeler mutlaka olacaktır. Süpriz olarakta kitap sonunda yer verilmiş sebze sularından bir tanesini sizler için hazırladım ve denedim. Tarifi de yazının sonunda bulabilirsiniz. Benim seçtiğim bölümlerden keyifli okumalar...
  • Bu kitabın yazılış amacı sağlıklı olma kavramını atomlar seviyesinde açıklamak. Beslenme hücrenin ihtiyacı olan yiyeceği doğru seçmek demektir. Dolayısı ile bu yiyeceğin vücutta nasıl işlediğini, bize nasıl hayat ve canlılık verdiğini bilmeyi gerektirir:
  1. Modern yaşamda tükettiğimiz çoğu gıda elektronun tam zıddı proton kaynağıdır. Canlılığımızı sağlayan elektronlar yerine canımızı azaltan protonlar. Elektronlarımızı, yani yaşam enerjimizi nereden alacağımızı iyi öğrenmeliyiz.
  2. Antioksidan, serbest radikallerin peşinde olduğu eksik elektronu kendi içinden verebilen madde demektir.
  3. Bütün hastalıklara ve yaşlanmaya sebep olan durumların hepsi hücre zarından elektron kaybedilmesi ile başlar. Hücre zarı katılaştıkça maddelerin zardan içeri girişi azalır. Hücre ihtiyaçlarını alamaz, artıklarını atamaz, çöpleri ile kendi içine hapsolur.
  4. Mutluluğun kaynağı bağırsaklardır. Çünkü mutluluk hormonu serotoninin çoğu orada üretilir. Kendinizi mutlu sansanız bile bağırsaklarınız mutsuzsa gerçek anlamda mutlu sayılmazsınız. 
  5. Hayvansal proteinlerin tersine bitkisel proteinler daha az HCL ile sindirilebilir. Yapraklı bitkiler ise bağırsakta hiç bikarbonata ihtiyaç duymazlar. Çünkü bitkilerin, yani sebzelerin özellikle çiğ yendiklerinde içlerinde zaten alkali mineralleri ve alkali sıvıları vardır. Bikarbonatın korunması hayati önemdedir. Çünkü, en önemli asit tamponudur. Ne kadar hayvansal protein yersek o oranda bikarbonat kaybederiz.
  6. Elektron kaybetmek zarı sıvıyağ halinden margarinleşmeye doğru götürür. Bu durum zarın ideal yapısını bozar onu trans yapar. Hücrenin tüm vücut ile ilişkisi zar üzerinde olduğuna göre bu diyalogda bozukluklar başlar. İşte insülin direnci de, insülin ile diyaloğu bozulmuş hücre zarı demektir. 
  7. Akşam yemeği ile gelen enerjinin hepsi metabolizma tarafından gereksiz enerji olarak görülür. Metabolizma bu enerjiyi, glikoz halinde tutup insüline direnç gösteren hücre zarlarından içeri sokmaya uğraşmaktansa yağ haline getirip yağ depolarına gönderir. Geceki yağ deposu da hemen karnın etrafındadır.
  8. Alkali beslenmede ki önemli kaynaklar çiğ sebzeler, (sebzelerin renkleri koyulaştıkça daha çok elektron içerirler, daha fazla alkali yaparlar. Morlar en güçlü alkali yapıcılar) enzimler, sebze suyu. Devamında renklere göre alkali beslenme kitapta anlatılmış. 
  9. Sağlık için öğleden sonra 4-5 arası akşam yemeğini yemek ve daha sonrasında sadece söğüş sebze, sebze suyu ve bitki çayları içerek geceyi tamamlamaktadır. 
  10. Saat 19.00 sonası akşam yemeği yemememiz gereken durumlarda: Sebzeler sınırsızdır. Yağlar zeytinyağ rahatlıkla kullanılabilir. Baharatların hepsi her öğünde serbesttir. Özellikle tarçın her yemekten önce biraz tüketilmelidir.
  11. Bağırsak detoksu için, bağırsakların toksin atmasını desteklemek için prebiyotikler gereklidir. Modern beslenme modelinde en iyi doğal prebiyotik kaynağı ev yapımı yoğurt veya kefir sayılabilir. Güçlü bağışıklık söz konusu olduğunda ilk korumamız gereken bağırsaklarımızdır. 
  12. Glutatyon maddesi karaciğerdeki en önemli detoks maddesidir. Soğan ve sarımsak, lor peyniri ve kavun tüketmek glutatyonun yapımını artırır. Karaciğer sağlığı için omega-3 türevi yağlar günlük olarak tüketilmelidir. Karaciğer detoksunun artırılmasına yardım edecek brokoli, karnabahar, brüksel lahanası ve C vitamini içeren besinler tüketilmeli.
  13. Son olarak, suyun alkali değeri 1 birim arttığında temizlik gücü 10 kat artar. ph'ı 7 olan suya göre 8,5 olan su 150 kat daha fazla temizlik gücüne sahiptir. Kitaptan ilginç bir bilgi daha zemzem suyunun PH'ı 10'dur.
Limonlu Smoothie

Malzemeler
  • 1 salatalık
  • 1 avuç kereviz yaprağı
  • 1 avuç fesleğen yaprağı
  • 1 limon (soyulmuş)
  • 2/3 bardak su
* Hepsini blender'dan geçirerek içiniz. 




18 Ağustos 2014 Pazartesi

Fıstıklı Patlıcan Dolması



Dolma deyince aklımıza hep belli tip çeşitler geliyor. Özellikle biber, yaprak sarma, pazı, kabak, kuru patlıcan gibi sebzeleri kullanıyoruz. Bu sefer farklı bir şeyler denemek isteyenler için hem iç harcı diğerlerine göre biraz daha farklı hem de baharatların verdiği aroma ile lezzetli bir dolma denemesi fırsatı mümkün. Fıstıklı patlıcan dolmadan bahsediyorum. Ancak baştan şunu söylemeliyim içindekiler ayrı ayrı hazırlandığından diğer dolmalar kadar pratik değil. Yemeğimizin gerçek adı Sheikh el mashi beingan olarak geçiyor. Lübnan mutfağına ait bir lezzet. Bende ilk defa denedim ve çok severek yedim. Kitapta yanında yoğurt ile servis edilmiş. Uyumlu bir sunum oluyor. Deneyeceklere şimdiden afiyet olsun.

Fıstıklı Patlıcan Dolması

Malzemeler

  • 5 adet orta boy patlıcan
  • 2 adet domates
  • 1 adet limonun suyu
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 adet soğan
  • 300 gr kıyma
  • 1 çay bardağı çam fıstığı
  • 1/2 çay kaşığı tarçın
  • 1 çay kaşığı kimyon ( Ben eklememeyi tercih ettim)
  • 1 çay kaşığı zerdeçal
* Pişirirken yarım bardak su eklemeyi tercih ettim.

Hazırlanışı


  1. Küp doğranmış soğanları tereyağında kavurun.
  2. Kıymayı ekleyin ve kavurmaya devam edin. Kıyma suyunu çekince fıstıkları ve baharatları kavurun.
  3. Tüm malzeme domates ve limon suyu hariç olmak üzere karıştırın.
  4. Patlıcanları kabuklarını çizgili bir şekilde soyup ortadan ikiye bölün ve içlerini oyarak tuzlu suda 15 dakika bekletin. Daha sonra normal sudan geçirin.
  5. 2 çorba kaşığı zeytinyağda rendelenmiş domatesleri kavurun.
  6. Patlıcanların içini hazırladığınuz karışım ile doldurun ve domates sos ile domates parçalarını üzerine yerleştirin.
  7. Üzerine limon suyunu gezdirin. Suyu ilave edin.
  8. Kapağını kapatarak patlıcanlar yumuşayıncaya kadar pişirin.








6 Ağustos 2014 Çarşamba

Kırmızı erikli parça çikolatalı kek


İşten çıktınız eve doğru gidiyorsunuz, akşam ne yiyebilirim veya evde ne yapılabilir düşüncesi içindesiniz ama hiçbir şey yapmak istemiyorsunuz. Bu durumda kurtarıcı olabilecek bir kek tarifini paylaşıyorum. Basit bir şekilde uygulayabilir ve keyfini çıkarabilirsiniz. Bu tarif mutfakta harikalar yaratan annemin gelenseksel bir tarifi. Ancak ben içine çok sevdiğim kırmızı erikleri ekledim. Erikler ısı ile marmelat gibi bir hal alıyor ve ekşi bir lezzet katıyor. Keki hafif ılıkken de yerseniz bu akşamın güzel geçeceğinden eminim :) İşte karşınızda biraz müdahele edilmiş anne keki.
* Kekiniz kalıba dökülürken yoğun kıvamlı olacaktır.

Kırmızı erikli kek

Malzemeler


  • 17 çorba kaşığı toz şeker
  • 19 çorba kaşığı un
  • 4 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 2 çay kaşığı vanilya
  • 100 gr parça/damla çikolata
  • 1 su bardağının yarısı ayçiçek yağı
  • 1 su bardağının yarısı süt
  • 3 adet kırmızı veya mor erik ( kullandığım erikler oldukça büyüktü, küçük ise eriklerin sayısı arttırılmalı)
Hazırlanışı
  1. Kek kalıbınızı yağlayarak fırına hazır hale getirin.
  2. Fırını 180 derecede ısıtın.
  3. Büyük bir kapta yumurta ve şekeri karıştırın. Başka bir kapta un, kabartma tozu, vanilya ve parça çikolataları bir araya getirin.
  4. Yumurta ve şeker karışımını uzun bir süre, karışımda küçük baloncuklar olana kadar çırpmaya devam edin.
  5. Ardından ayçiçek yağı ve süt karışımını bu karışıma ekleyin, çok fazla karıştırmayın.
  6. Unlu karışımı da ekleyin ve mümkünse çırpıcı bir alet ile değil, spatula kulllanarak karıştırın.
  7. Son olarak, daha önceden iri küpler halinde hazırladığınız kırmızı erikleri ekleyin. Karışımı kek kalıbına alın ve fırına atın.
  8. 55 dakika süre ile pişirin. Afiyet olsun.

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Yunan Mutfagi/ Santorini& Mykonos

Daha önce sizlerle paylaştığım gibi hamileliğin sonlarına doğru yavaş yavaş yaklaşıyorum. Ancak, farklı yerleri görme isteğimizden hiçbir şey kaybolmadığı için  geçen ay yani 6. ayda nerede tatil yapılabilir dedik ve en uygun seçeneğin gemi seyahati olduğuna karar verdik. Bodrum'dan sonra Ets ile kısa bir Yunan adaları turu yaptık. Bildiğiniz gibi gemi tatillerinde size verilen saatler limitli olduğu için sizlerle paylaşabileceğim çok fazla adres maalesef çıkaramadım ancak mutlaka önerebileceğim iki yer mevcut. Bir tanesi Mykonos'u iyi bilenlerin bildiği bir bar Caprice diğeri ise Santorini'de Oia'da güzel bir restaurant.
Bu arada daha önce tatile gitmeden gidilmesi gereken yerleri araştırırken aslında dünyada görülmesi gereken 10 en iyi teras ve manzara sunan restaurantın Santorini ayağını buldum: Ambrosia Restaurant. Kendileri ile de görüştükten sonra şunu öğrendim ki gündüz servis yapmıyorlar 18.00'den sonra servis başlıyor bu yüzden gidemedim maalesef :( ama manzarasını görme şansım oldu. Gerçekten güzel. Dolayısı ile daha fazla vakti olanlar önce burayı deneyebilir.

Mykonos Caprice

Caprice ismini önceden listemize almıştık, yol boyunca her barın tabelasına bakarak geçerken, burayı uzaktan gördüğümde ya boşver aramayı burada mı vakit geçirsek dedim. Çok güzel görünen bu mekanın Caprice olduğunu yaklaşınca gördük. Küçük Venedik olarak bilinen bölgesinde yer alan bu lounge barı beğenmemek mümkün değil. Servis çok rahat, gelenler, müzik her şey dinlenme moduna alınmış gibi. Böyle bir durumda içeceklerin ardı kesilmeden sipariş verilmesi gerekiyor. Saatler geçtikçe kalabalıkta, müziğin sesi de artıyor. Ortam hakkında genel bir fikir verdikten sonra, menüsüne bakalım biraz da. Bildiğimiz tüm kokteyller tabii ki mevcut. Bunun dışında alternatifler Kamikaze, Harvey Wallbanger, Negroni ve Summer passion gibi daha önce duymadığım seçenekler yer alıyor. Benim tercihim distile üzüm ve ananas suyundan oluşan bir kokteyl oldu. Ömer ise Mojito tercih etti.



Terpsi Restaurant Oia


Sizi Terpsi'de bekleyen manzarıın bir bölümünü üstteki fotoğrafta görebilirsiniz. Diğer kısmını ise sonsuz gibi görününen deniz ve volkanik dağlar oluşturuyor. ( Daha güzel manzarası olan yerler var!) Terpsi daha girişinden sizi sımsıcak karşılayan bir yer, önünden geçerken burada biraz vakit geçirmeliyim diyorsunuz. Bunu ancak o sokakta yürüyünce anlamak mümkün olabilir. Daha farklı tarif etmek zor. Servis kalitesi çok iyi, herkes çok ilgili. Menü klasik Yunan mutfağından alternatifler sunuyor. Saat 15.00 gibi gittiğimiz için çok fazla alternatif deneyemiyoruz. Bizim seçtiklerimiz, başlangıç bölümünde yer alan üçlü meze tabağı, içindeki tüm lezzetler harika. Altında patates salatası olan yumuşacık bir ahtapot salatası ve klasik Yunan salatası. Eşlik eden beyaz şarabı hatırlayamıyorum ama her şey tadılmaya değerdi. Şimdilik bu kadar ;)










16 Temmuz 2014 Çarşamba

Kremalı Mantar Çorbası


Siz de benim gibi mantar aşığı iseniz ve her yapılan yemeği seviyorsanız bu basit yaz çorbası tam size göre olacak. Mantarın her şeye ayrı bir lezzet kattığını düşünüyorum. Bu zamana kadar 4 farklı tarif denedim. Bunlardan en iddialısı Cafe Fernando'nun blogunda yer alan tarif. Biraz daha zahmetli olsa da 3 farklı mantar ile olması çok farklı bir lezzet katıyor. Bu tarif ise hemen uygulayabileceğiniz ve keyif alabileceğiniz farklı bir uygulama. Servis ederken krema ve dereotunu üstüne ekleyerek servis yapabilirsiniz.
Şimdiden afiyet olsun :)

Malzemeler


  • 450 gr mantar, temizlenmiş (Kestane Mantarı kullanmayı tercih ettim)
  • 2 çorba kaşığı limon suyu
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • 2 çorba kaşığı un
  • 1 çorba kaşığı mısır nişastası
  • 4 bardak tavuk suyu/ bulyon
  • 120 gr krema
  • 20 gr kıyılmış dereotu
  • tuz ve karabiber
Hazırlanışı


  1. Mantarları ince ince doğrayın ve limon suyu ekleyerek kararmasını önleyin.
  2. Büyük boy bir kapta tereyağını yavaş yavaş erittikten sonra mantarları ekleyin ve ara sıra karıştırarak 10 dakika kadar kavurun. İyice yumuşayacak ve suyunu verip çekmeye başlayacak.
  3. Mantarın üstüne unu ilave edin ve karıştırarak 3 dakika kavurmaya devam edin.
  4. Ayrı bir kapta tavuk suyunuzu ve mısır nişastasını karıştırın. Mantarların üstüne ekleyin. Kaynamaya başladıktan sonra 10 dakika kısık ateşte pişirin.
  5. Kremayı ve dereotunu ilave edin. Tuz ve karabiberini damak zevkinize göre ilave edebilirsiniz.


14 Temmuz 2014 Pazartesi

Kızarmış keçi peynirli kırmızı biberler

Bugün mevsime çok uygun, malzemelerini rahatça bulabileceğiniz bir tarifi sizinle paylaşacağım. Lezzetinin bizim damak zevkimiz için biraz farklı olduğu uyarısını baştan yapmalıyım. Capari, keçi peyniri gibi tatların uyumunun güzel olduğunu düşünüyorum. Rengi de tam olarak bir yaz masası için uygun :)
Karşınızda çıtır kırmızı biberler


Kızarmış Keçi Peynirli Kırmızı Biberler

Malzemeler

  • 2 büyük soğan, yarım ay şeklinde doğranmış
  • 25 gr tereyağı
  • 4 tatlı kaşığı yabanmersini reçeli
  • 2 çorba kaşığı capari, ince doğranmış
  • 4 çorba kaşığı domates püresi
  • 4 adet sivri kırmızı biber
  • 2 yumurta çırpılmış
  • 125 gr yumuşak keçi peyniri
  • 8 çorba kaşığı ekmek kırıntısı
Hazırlanışı

  1. Fırını 200 derece de ısıtın. Fırın tepsisine uygun ölçüde fırın kağıdı koyun.
  2. Bir tava da soğanları çok yumuşak ve altın rengi kıvamına gelene kadar yavaş yavaş pişirin. 15-20 dakika kadar bir süre alacaktır. Capari, domates püresi ve reçeli ekleyin bir tarafta soğumaya bırakın.
  3. Biberleri ortadan kesin  ve küçük bir şekilde ayırın, içindeki tohumlar çıkarılıp temizleniyor. Soğan karışımını eşit şekilde bölerek biberleri doldurun.
  4. 1 yumurta ve keçi peynirini iyice karıştırdıktan sonra soğanlı karışımın üstüne kaşık yardımı ile doldurun.
  5. Kalan yumurtayı fırça ile biberlerin dışına sürün ve ekmek kırıntılarını yapışmasını sağlayın.
  6. 20-25 dakika süre ile fırında biberleri pişirin. 


8 Temmuz 2014 Salı

Bodrum Lezzetleri 3

Bodrum lezzetlerine devam... Bu sene Bodrum'dan bahsedebileceğim son iki yer Limon ve The Marmara pool bar. Limon'a her sene gidiyoruz, bu zamana kadar akşam yemeği ve özellikle güneşi batırmak ve harika satsuma ve limonlu içeceklerinden tatmaya gittik. Bu sene ise size kahvaltısından bahsedeceğim. The Marmara ise Bodrum'da zor yakalayabileceğiniz bir sakinlikte Bodrum Limanı ve Kalesi'nin eşsiz manzarasını size sunuyor olacak.

Limon

Limon Gümüşlük'e ulaşmadan artık birçok ziyaretçinin çok iyi bildiği bir mekan haline geldi. Doğal ortamı, kullanılan doğal malzemleri ile farklı bir yer. Mutfağı oldukça keyifli çok çeşitli mezeler, deniz ürünleri ve çökertme kebabı gibi geleneksel yemekler bulunuyor. Ama bugünün konusu kahvaltı. Kahvaltı menüsü çok zengin çeşit barındırıyor. İçerik olarak servis edilen yörsel peynirler ile köy kahvaltısı türünde demek yanlış olmaz sanıyorum. Ağaçların altında, deniz manzarasına karşı gelen Limon kahvaltının detayları fotoğrafta yer alıyor. Reçeller ev yapımı, portakal ve çilek reçeline bayıldık.  Menemen sunumu da kendisine de enfes. Petulla isminde kızarmış ekmekler eğlenceli ve tabii ki harika limonatasından içmeden dönmek olmaz. Kısacası, Bodrum'da gerçekten güzel vakit geçirebileceğiniz bir sofra ile karşılacaksınız.

     






The Marmara Pool Bar

Keyifle bir kadeh içeyim, fazla yüksek sesli müzik olmasın, sakin güzel bir manzaraya karşı kafamı boşaltayım bu sırada da önümde geniş bir kokteyl menüsü olsun ve şalıma hafifçe sarılarak manzarayı izleyeyim diyorsanız işte adresi. Bodrum kalesi'ni ve limana giren tekneleri izlemek ve bembeyaz Bodrum evlerine üstten bakmak çok güzel oluyor. Biz neler içtik? Bloody mary ve Baileys karışımı bir frappe. Her ikisinin de sunumu ve lezzeti güzeldi. Menü oldukça zengin içerik sunuyor.




29 Haziran 2014 Pazar

Şefleri kıskandıracak salata (Avokadolu karidesli beyaz lahana salatası)

Ne kadar iddialı bir başlık seçtiğimin farkındayım :) Ancak bu salatayı yiyip beğenmeyeni tarifini istemeyeni henüz görmedim. Durum böyle olunca bana da görev olarak tarifi sizinle buluşturmak kalıyor. Bu salata hem sosunda kullanılan tatlı lezzetler ve mangonun uyumu ile güzel hem de karides avakado, sürpriz lezzet kaju fıstık ile şaşırtıcı. Bu kadar bahsettikten sonra tarife birazdan başlayacağım.  Önemli bir uyarı avokadolarınızı seçerken dışından dokunduğunuzda biraz yumuşamış olması çok önemli. Böylece çekirdeğini rahat çıkarabilir ve salatada istenen küp küp formu rahatça verebilrisiniz.

Tarif, Paris'ten aldığım daha çok Fransız yemek tarifleri bulunan "Bonne Maman The Seasonal Cookbook" kitabına aittir.

Malzemeler

  • 6 diş sarımsak, ince doğranmış
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 350 gr temizlenmiş karides
  • 25 gr kavrulmuş kaju fıstık
  • 1 adet avokado
  • 125 gr beyaz lahana, çok ince şeritler halinde doğranmış
  • 1 adet mango
  • 1 bağ maydanoz ( Küçük boy)
  • 1 bağ nane, kabaca doğranmış ( Küçük boy)
  • İsteğe bağlı 6 adet yeşil soğan
Sos 
  • 1 çorba kaşığı şarap sirkesi ( elma sirkesi de kullanılabilir)
  • 2 çorba kaşığı kayısı reçeli
  • 2 lime suyu
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı

  1. Sos malzemelerini bir kaba koyup iyice karıştırın.
  2. Bir tavaya sarımsakları ekleyin ve orta ateşte karıştırın. Altın rengi ve kıtır bir görünüm aldığında tavadan çıkarın.
  3. Karidesleri ve kaju fıstıkları ekleyin. 2-3 dakika karides pembe renk alana kadar pişirin. Sostan 1 kaşık ekleyerek bir tarafta soğumasını sağlayın.
  4. Avokadoları küp küp doğrayın. Geri kalan malzemeler nane, maydanoz, beyaz lahanalar ve yeşil soğanı tarif edildiği şekilde keserek hazırladıktan sonra karıştırın. En sonunda fıstık karışımlı karidesleri ekleyin. 
  5. Servis yapmadan önce sosu ekleyin. Afiyet olsun.
  6. Son hali için kitapta yer alan görseli paylaşmak zorundayım. Yine kalabalık bir misafire servis yapıldığı için son fotoğrafı çekemedim :(