21 Temmuz 2014 Pazartesi

Yunan Mutfagi/ Santorini& Mykonos

Daha önce sizlerle paylaştığım gibi hamileliğin sonlarına doğru yavaş yavaş yaklaşıyorum. Ancak, farklı yerleri görme isteğimizden hiçbir şey kaybolmadığı için  geçen ay yani 6. ayda nerede tatil yapılabilir dedik ve en uygun seçeneğin gemi seyahati olduğuna karar verdik. Bodrum'dan sonra Ets ile kısa bir Yunan adaları turu yaptık. Bildiğiniz gibi gemi tatillerinde size verilen saatler limitli olduğu için sizlerle paylaşabileceğim çok fazla adres maalesef çıkaramadım ancak mutlaka önerebileceğim iki yer mevcut. Bir tanesi Mykonos'u iyi bilenlerin bildiği bir bar Caprice diğeri ise Santorini'de Oia'da güzel bir restaurant.
Bu arada daha önce tatile gitmeden gidilmesi gereken yerleri araştırırken aslında dünyada görülmesi gereken 10 en iyi teras ve manzara sunan restaurantın Santorini ayağını buldum: Ambrosia Restaurant. Kendileri ile de görüştükten sonra şunu öğrendim ki gündüz servis yapmıyorlar 18.00'den sonra servis başlıyor bu yüzden gidemedim maalesef :( ama manzarasını görme şansım oldu. Gerçekten güzel. Dolayısı ile daha fazla vakti olanlar önce burayı deneyebilir.

Mykonos Caprice

Caprice ismini önceden listemize almıştık, yol boyunca her barın tabelasına bakarak geçerken, burayı uzaktan gördüğümde ya boşver aramayı burada mı vakit geçirsek dedim. Çok güzel görünen bu mekanın Caprice olduğunu yaklaşınca gördük. Küçük Venedik olarak bilinen bölgesinde yer alan bu lounge barı beğenmemek mümkün değil. Servis çok rahat, gelenler, müzik her şey dinlenme moduna alınmış gibi. Böyle bir durumda içeceklerin ardı kesilmeden sipariş verilmesi gerekiyor. Saatler geçtikçe kalabalıkta, müziğin sesi de artıyor. Ortam hakkında genel bir fikir verdikten sonra, menüsüne bakalım biraz da. Bildiğimiz tüm kokteyller tabii ki mevcut. Bunun dışında alternatifler Kamikaze, Harvey Wallbanger, Negroni ve Summer passion gibi daha önce duymadığım seçenekler yer alıyor. Benim tercihim distile üzüm ve ananas suyundan oluşan bir kokteyl oldu. Ömer ise Mojito tercih etti.



Terpsi Restaurant Oia


Sizi Terpsi'de bekleyen manzarıın bir bölümünü üstteki fotoğrafta görebilirsiniz. Diğer kısmını ise sonsuz gibi görününen deniz ve volkanik dağlar oluşturuyor. ( Daha güzel manzarası olan yerler var!) Terpsi daha girişinden sizi sımsıcak karşılayan bir yer, önünden geçerken burada biraz vakit geçirmeliyim diyorsunuz. Bunu ancak o sokakta yürüyünce anlamak mümkün olabilir. Daha farklı tarif etmek zor. Servis kalitesi çok iyi, herkes çok ilgili. Menü klasik Yunan mutfağından alternatifler sunuyor. Saat 15.00 gibi gittiğimiz için çok fazla alternatif deneyemiyoruz. Bizim seçtiklerimiz, başlangıç bölümünde yer alan üçlü meze tabağı, içindeki tüm lezzetler harika. Altında patates salatası olan yumuşacık bir ahtapot salatası ve klasik Yunan salatası. Eşlik eden beyaz şarabı hatırlayamıyorum ama her şey tadılmaya değerdi. Şimdilik bu kadar ;)










16 Temmuz 2014 Çarşamba

Kremalı Mantar Çorbası


Siz de benim gibi mantar aşığı iseniz ve her yapılan yemeği seviyorsanız bu basit yaz çorbası tam size göre olacak. Mantarın her şeye ayrı bir lezzet kattığını düşünüyorum. Bu zamana kadar 4 farklı tarif denedim. Bunlardan en iddialısı Cafe Fernando'nun blogunda yer alan tarif. Biraz daha zahmetli olsa da 3 farklı mantar ile olması çok farklı bir lezzet katıyor. Bu tarif ise hemen uygulayabileceğiniz ve keyif alabileceğiniz farklı bir uygulama. Servis ederken krema ve dereotunu üstüne ekleyerek servis yapabilirsiniz.
Şimdiden afiyet olsun :)

Malzemeler


  • 450 gr mantar, temizlenmiş (Kestane Mantarı kullanmayı tercih ettim)
  • 2 çorba kaşığı limon suyu
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • 2 çorba kaşığı un
  • 1 çorba kaşığı mısır nişastası
  • 4 bardak tavuk suyu/ bulyon
  • 120 gr krema
  • 20 gr kıyılmış dereotu
  • tuz ve karabiber
Hazırlanışı


  1. Mantarları ince ince doğrayın ve limon suyu ekleyerek kararmasını önleyin.
  2. Büyük boy bir kapta tereyağını yavaş yavaş erittikten sonra mantarları ekleyin ve ara sıra karıştırarak 10 dakika kadar kavurun. İyice yumuşayacak ve suyunu verip çekmeye başlayacak.
  3. Mantarın üstüne unu ilave edin ve karıştırarak 3 dakika kavurmaya devam edin.
  4. Ayrı bir kapta tavuk suyunuzu ve mısır nişastasını karıştırın. Mantarların üstüne ekleyin. Kaynamaya başladıktan sonra 10 dakika kısık ateşte pişirin.
  5. Kremayı ve dereotunu ilave edin. Tuz ve karabiberini damak zevkinize göre ilave edebilirsiniz.


14 Temmuz 2014 Pazartesi

Kızarmış keçi peynirli kırmızı biberler

Bugün mevsime çok uygun, malzemelerini rahatça bulabileceğiniz bir tarifi sizinle paylaşacağım. Lezzetinin bizim damak zevkimiz için biraz farklı olduğu uyarısını baştan yapmalıyım. Capari, keçi peyniri gibi tatların uyumunun güzel olduğunu düşünüyorum. Rengi de tam olarak bir yaz masası için uygun :)
Karşınızda çıtır kırmızı biberler


Kızarmış Keçi Peynirli Kırmızı Biberler

Malzemeler

  • 2 büyük soğan, yarım ay şeklinde doğranmış
  • 25 gr tereyağı
  • 4 tatlı kaşığı yabanmersini reçeli
  • 2 çorba kaşığı capari, ince doğranmış
  • 4 çorba kaşığı domates püresi
  • 4 adet sivri kırmızı biber
  • 2 yumurta çırpılmış
  • 125 gr yumuşak keçi peyniri
  • 8 çorba kaşığı ekmek kırıntısı
Hazırlanışı

  1. Fırını 200 derece de ısıtın. Fırın tepsisine uygun ölçüde fırın kağıdı koyun.
  2. Bir tava da soğanları çok yumuşak ve altın rengi kıvamına gelene kadar yavaş yavaş pişirin. 15-20 dakika kadar bir süre alacaktır. Capari, domates püresi ve reçeli ekleyin bir tarafta soğumaya bırakın.
  3. Biberleri ortadan kesin  ve küçük bir şekilde ayırın, içindeki tohumlar çıkarılıp temizleniyor. Soğan karışımını eşit şekilde bölerek biberleri doldurun.
  4. 1 yumurta ve keçi peynirini iyice karıştırdıktan sonra soğanlı karışımın üstüne kaşık yardımı ile doldurun.
  5. Kalan yumurtayı fırça ile biberlerin dışına sürün ve ekmek kırıntılarını yapışmasını sağlayın.
  6. 20-25 dakika süre ile fırında biberleri pişirin. 


8 Temmuz 2014 Salı

Bodrum Lezzetleri 3

Bodrum lezzetlerine devam... Bu sene Bodrum'dan bahsedebileceğim son iki yer Limon ve The Marmara pool bar. Limon'a her sene gidiyoruz, bu zamana kadar akşam yemeği ve özellikle güneşi batırmak ve harika satsuma ve limonlu içeceklerinden tatmaya gittik. Bu sene ise size kahvaltısından bahsedeceğim. The Marmara ise Bodrum'da zor yakalayabileceğiniz bir sakinlikte Bodrum Limanı ve Kalesi'nin eşsiz manzarasını size sunuyor olacak.

Limon

Limon Gümüşlük'e ulaşmadan artık birçok ziyaretçinin çok iyi bildiği bir mekan haline geldi. Doğal ortamı, kullanılan doğal malzemleri ile farklı bir yer. Mutfağı oldukça keyifli çok çeşitli mezeler, deniz ürünleri ve çökertme kebabı gibi geleneksel yemekler bulunuyor. Ama bugünün konusu kahvaltı. Kahvaltı menüsü çok zengin çeşit barındırıyor. İçerik olarak servis edilen yörsel peynirler ile köy kahvaltısı türünde demek yanlış olmaz sanıyorum. Ağaçların altında, deniz manzarasına karşı gelen Limon kahvaltının detayları fotoğrafta yer alıyor. Reçeller ev yapımı, portakal ve çilek reçeline bayıldık.  Menemen sunumu da kendisine de enfes. Petulla isminde kızarmış ekmekler eğlenceli ve tabii ki harika limonatasından içmeden dönmek olmaz. Kısacası, Bodrum'da gerçekten güzel vakit geçirebileceğiniz bir sofra ile karşılacaksınız.

     






The Marmara Pool Bar

Keyifle bir kadeh içeyim, fazla yüksek sesli müzik olmasın, sakin güzel bir manzaraya karşı kafamı boşaltayım bu sırada da önümde geniş bir kokteyl menüsü olsun ve şalıma hafifçe sarılarak manzarayı izleyeyim diyorsanız işte adresi. Bodrum kalesi'ni ve limana giren tekneleri izlemek ve bembeyaz Bodrum evlerine üstten bakmak çok güzel oluyor. Biz neler içtik? Bloody mary ve Baileys karışımı bir frappe. Her ikisinin de sunumu ve lezzeti güzeldi. Menü oldukça zengin içerik sunuyor.