30 Eylül 2015 Çarşamba

Santa Barbara/ Kaliforniya (Amerikan mutfağı)

Bazı destinasyonlar ve mutfakları listenize eklemeniz gereken yerlerden. Amerika'da bir bölge tüm Amerika için tabii ki refarans olamaz ama bir algı oluşturmaya yetiyor. O yüzden bir kere mutlaka ziyaret edilmeli diye düşünüyorum. Bu fikir nasıl oluştu derseniz etrafınızdakilerden şunlardan bazılarını mutlaka duymuşuzdur değil mi? Amerika'daki gibi hamburger yok keşke (…..'nın)şunun şubesi gelse, pancake ve akçaağaç şurubu ikilisini orada yemek gerek. The Cheesecake Factory'nin cheesecake'i gibi yok mükemel!!! Sokak kültürünün parçası hot dog hakkındakileri de unutmamalı. İşte bir seferde bütün bunları ve fazlasını denemeye çalıştım :) Bu minik yazı dizisinde önce en sevdiklerimden başlamak istedim: Santa Barbara. Bir sonraki yazılarda Malibu, Santa Monica &Beverly Hills, Las Vegas ve San Diego'dan bazı adresleri bulacaksınız. Şimdi heyecanla dünyanın en güzel günbatımı noktalarına ve damak zevklerine yolculuğa başlayalım.


Boathouse Hendrys's Beach
Relax… You're at the beach

Evet bahsedeceğim yer sizi bu yazı ile karşılıyor. Ortamda yazının esasına uygun olarak rahat müşteriler ve servis elemanları ile dolu. Barında deniz sonrası dinlenmeye gelmiş kişiler, menüsünde ise bu ortamı destekleyen mükemmel deniz ürünleri var. Etrafa biraz bakınca çok güzel sunulmuş salatalar servis ediliyor. Ancak biz öncesinde sipariş verdiğimiz için deneme şansım olmuyor. Bizim tattıklarımız istiridye, cioppino, fish&chips, deniz mahsüllü makarna.  İçki konusunda bira çeşitleri menüde belirtilmiyor gold, dark veya buğday bira isteğinize göre onlar bir marka getiriyor.
İstiridye konusunda çok iddialı olmadığım için ne kadar taze veya güzel olduğu konusunda bir yorum yapmayacağım. Ancak, yanında sunulan salsa benzeri sos ve limondan minik bir damla ile daha da eşsiz bir lezzet aldığımı söylemeliyim. Birde bazı şeylerin sunumu çabasız güzel. İstiridye bunun için güzel bir örnek.


Ana yemeklere gelince, Cioppino ismindeki yemek restaurantın özel yemeği: Kum midyeleri, midyeler, deniz kestanesi ve karides özel sosta pişiriliyor. Yanında sarımsaklı ekmek ile sunuluyor. Malzemeler günlük ve taze. Sos ise biraz domates tadının baskın olması dışında çok güzel. Hatta tarif edemediğim özel bir lezzet var. 
Deniz mahsüllü makarma ise, çeşitlilik konusunda çok zengin. Makarna içinde yengeç, balık, karides ve deniz kestanesi krema sos eşliğinde sunuluyor. Kesinlikle çok eğlenceli. Fish& chips ise cole slaw salata ile sunuluyor.




Menüde tatmak istediğim ve aklım kalarak ayrıldığım diğer seçenekler ise ekşi mayalı ekmek içinde sunulan ıstakoz, domates ve avakado ve ıstakoz taco.
Bu rahatlatıcı ortamın etkisi ile yediklerinizi bir kat daha fazla seveceksiniz.

7 Eylül 2015 Pazartesi

Mixo Terrace

Uzun bir süredir bir yer hakkında yazarken bu kadar heyecanlanmadım. Mixo Terrace için etrafımdan olsun İstanbul hakkında yayın yapan dergilerde olsun çok iyi duyumlar alıyordum. Ancak, bunun sebebinin herkesin dilinde olan tasarımı ve İstanbul'a hakim manzarası olduğunu düşünmüştüm. Bütün bunlar doğru ancak eksik. Mükemmele yakın servisi, yemeklerin sunumu, tazeliği ve lezzeti asıl bahsedilmesi gerekenler. Hangisi ile başlasam? Az masa olduğu için müşterilerle her an ilgili olan ekip dikkatinizi çekecek. Daha da önemlisi bize servis yapan kişinin düzgün diksiyonu, o gün mutfağa taze gelen ürünleri bilmesi ve aralıklı olarak ortada yer alan başlangıçları servis etmeye devam etmesi benim İstanbul'da görmeye çok alışık olduğum bir durum değil. Kocaman bir artı buradan geliyor.
Diğer şaşırtan şey ise yemeklerin sunumu, çok fazla şey yememiz mümkün olmasa da servis edilenler çok ilgi çekici. Öncelikle menüde çok fazla alternatif yok ve bence bu gayet iyi. Olan seçeneklerden rahat rahat zevkinize göre şeyler bulabilirsiniz. Zencefilli ızgara kuşkonmaz, tütsülenmiş dana dil, somon tartar, keçi peynirli armutlu salata gibi başlangıçlar bulunuyor.


Bizim tercihimiz pancarlı ılık levrek ve acılı ve sade kalamar oldu. Kalamar o kadar büyük porsiyonla sunuluyor ki ana yemek yiyemedik. Kahveli ve kestaneli sufle ile tamamladık. Şaraplarda ise kadeh seçeneğinde Sarafin sunuyor olmasına çok sevindim. İsterseniz chardonnay isterseniz sauvignon blanc seçenekleri menü de yer alıyor. Pancarlı levrekte, kırmızı pancar carpaccio şeklinde, marine edilmiş levreklerin altında sunuluyor. Eşlik eden sosta oldukça güzel. Marine levrek sos içinde boğulmamış, marinasyonun verdiği yumuşak dokuda var ancak balığında tadını net alıyorsunuz. Sadece biraz tuzu eksik. Kalamar ise ne büyük bir eğlence :) Öncelikle iki farklı kese kağıdı mandal ile kapatılmış olarak yanında harika sosu ile geliyor. Kese kağıdı yavaşça açılıyor birinde acılı birinde sade olan seçenek yer alıyor. Servis yapan kişi tabaklarınızı paylaştırdıktan sonra aynı şekilde geri kalanı kapıyor. Bu şekilde devam ettiğiniz minik kalamarlarınızda hiç soğumuyor. Kalamarın dışındaki pane baskın değil, her şeyin lezzeti dengeli. Yanındaki sos için tarator sosu arayanları şaşırtacak farklı bir sos ile sunuluyor. Gece de beğenmediğimiz tek şey tatlı. Sufle için oldukça kuru, sadece ıslak bölümlerindeki kestane ve kahve karışımı tadı beğenebilirsiniz. Mixo Terrace'ı tekrar ziyaret edip et seçeneklerini de deneme notu ile görüşmek üzere.