- Bu kitabın yazılış amacı sağlıklı olma kavramını atomlar seviyesinde açıklamak. Beslenme hücrenin ihtiyacı olan yiyeceği doğru seçmek demektir. Dolayısı ile bu yiyeceğin vücutta nasıl işlediğini, bize nasıl hayat ve canlılık verdiğini bilmeyi gerektirir:
- Modern yaşamda tükettiğimiz çoğu gıda elektronun tam zıddı proton kaynağıdır. Canlılığımızı sağlayan elektronlar yerine canımızı azaltan protonlar. Elektronlarımızı, yani yaşam enerjimizi nereden alacağımızı iyi öğrenmeliyiz.
- Antioksidan, serbest radikallerin peşinde olduğu eksik elektronu kendi içinden verebilen madde demektir.
- Bütün hastalıklara ve yaşlanmaya sebep olan durumların hepsi hücre zarından elektron kaybedilmesi ile başlar. Hücre zarı katılaştıkça maddelerin zardan içeri girişi azalır. Hücre ihtiyaçlarını alamaz, artıklarını atamaz, çöpleri ile kendi içine hapsolur.
- Mutluluğun kaynağı bağırsaklardır. Çünkü mutluluk hormonu serotoninin çoğu orada üretilir. Kendinizi mutlu sansanız bile bağırsaklarınız mutsuzsa gerçek anlamda mutlu sayılmazsınız.
- Hayvansal proteinlerin tersine bitkisel proteinler daha az HCL ile sindirilebilir. Yapraklı bitkiler ise bağırsakta hiç bikarbonata ihtiyaç duymazlar. Çünkü bitkilerin, yani sebzelerin özellikle çiğ yendiklerinde içlerinde zaten alkali mineralleri ve alkali sıvıları vardır. Bikarbonatın korunması hayati önemdedir. Çünkü, en önemli asit tamponudur. Ne kadar hayvansal protein yersek o oranda bikarbonat kaybederiz.
- Elektron kaybetmek zarı sıvıyağ halinden margarinleşmeye doğru götürür. Bu durum zarın ideal yapısını bozar onu trans yapar. Hücrenin tüm vücut ile ilişkisi zar üzerinde olduğuna göre bu diyalogda bozukluklar başlar. İşte insülin direnci de, insülin ile diyaloğu bozulmuş hücre zarı demektir.
- Akşam yemeği ile gelen enerjinin hepsi metabolizma tarafından gereksiz enerji olarak görülür. Metabolizma bu enerjiyi, glikoz halinde tutup insüline direnç gösteren hücre zarlarından içeri sokmaya uğraşmaktansa yağ haline getirip yağ depolarına gönderir. Geceki yağ deposu da hemen karnın etrafındadır.
- Alkali beslenmede ki önemli kaynaklar çiğ sebzeler, (sebzelerin renkleri koyulaştıkça daha çok elektron içerirler, daha fazla alkali yaparlar. Morlar en güçlü alkali yapıcılar) enzimler, sebze suyu. Devamında renklere göre alkali beslenme kitapta anlatılmış.
- Sağlık için öğleden sonra 4-5 arası akşam yemeğini yemek ve daha sonrasında sadece söğüş sebze, sebze suyu ve bitki çayları içerek geceyi tamamlamaktadır.
- Saat 19.00 sonası akşam yemeği yemememiz gereken durumlarda: Sebzeler sınırsızdır. Yağlar zeytinyağ rahatlıkla kullanılabilir. Baharatların hepsi her öğünde serbesttir. Özellikle tarçın her yemekten önce biraz tüketilmelidir.
- Bağırsak detoksu için, bağırsakların toksin atmasını desteklemek için prebiyotikler gereklidir. Modern beslenme modelinde en iyi doğal prebiyotik kaynağı ev yapımı yoğurt veya kefir sayılabilir. Güçlü bağışıklık söz konusu olduğunda ilk korumamız gereken bağırsaklarımızdır.
- Glutatyon maddesi karaciğerdeki en önemli detoks maddesidir. Soğan ve sarımsak, lor peyniri ve kavun tüketmek glutatyonun yapımını artırır. Karaciğer sağlığı için omega-3 türevi yağlar günlük olarak tüketilmelidir. Karaciğer detoksunun artırılmasına yardım edecek brokoli, karnabahar, brüksel lahanası ve C vitamini içeren besinler tüketilmeli.
- Son olarak, suyun alkali değeri 1 birim arttığında temizlik gücü 10 kat artar. ph'ı 7 olan suya göre 8,5 olan su 150 kat daha fazla temizlik gücüne sahiptir. Kitaptan ilginç bir bilgi daha zemzem suyunun PH'ı 10'dur.
Limonlu Smoothie
Malzemeler
- 1 salatalık
- 1 avuç kereviz yaprağı
- 1 avuç fesleğen yaprağı
- 1 limon (soyulmuş)
- 2/3 bardak su
* Hepsini blender'dan geçirerek içiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder