14 Mayıs 2013 Salı

Yunan Mutfağı / Selanik, Kavala


Bu yazıyı yazmaya başlarken Selanik yolculuğumuzu hatırlamak için Sezen Aksu'dan "yine mi çiçek" şarkısını dinliyorum. Gerekli havaya bürünebilmeniz için size de öneririm :)


Geçen sene Selanik'e seyahatimiz sırasında yol üstünde ilk durağımız Dedeağaç, (Aleksandropolis) olmuştu. Sınırı geçtikten sonra kısa sürede ulaşabileceğiniz Dedeağaç'ta sahil boyunca sırlanan restaurant ve cafeler ile keyifli birkaç saat geçirmeniz mümkün.

Hepsi deniz kenarına birkaç masa koymuş ve servis veriyorlar. Lüks bir şey beklememek gerekiyor ama her şey çok doğal ve son derece uygun fiyatlı. Yunanistan kıyıları ve mutfağı dendiğinde aklınıza ne geliyor? İşte o görüntülerin hepsi burada mevcut. Menülerinde bizdeki mezelerin hemen hemen hepsi bulunuyor. Fırında mantar, yengeç, karides köftesi, dilim feta peyniri, karides güveçler, taze balık şeçenekleri ve çok daha fazlası. Biz sahildeki masalarının görüntüsünü sevdiğimiz için Kpeatika adlı bir yeri seçiyoruz. Bu arada küçük bir bilgi Türkçe "meze" sözcüğnün Farsça "güzel tat" anlamında "maza" sözcüğünden ya da İtalyanca "mezzano" "ara yiyecek"ten geldiği söylenmektedir.
Yolculuğumuza devam ediyoruz ve Selanik'e ulaşıyoruz. Otelimiz çok merkezi ve tam istediğimiz gibi: "The Excelsior Thessaloniki". Otelde bir iki kadeh içtikten sonra kitaplarda tavsiye edilen taverna türü bir restauranta gidiyoruz. Adını bile not almaya değer bulmayacağım kadar kötü maalesef. İlk gece daha sonra İstanbul'un Asmalımescit'e benzer bir bölgesine gidiyoruz. Uzolarımızı söylüyoruz ama istediğimiz uzolardan da memnun kalmıyoruz. İlk akşamımız verimsiz geçiyor.

Ertesi gün gittiğimiz yeri kesinlikle gidecek herkese öneriyorum.

7 Seas:

Arkadaşımızın tavsiyesi ile 4-5 gün önceden rezarvasyon yaptırıyoruz. Kısa süre önce yer bulmanın pek mümkün olmadığı belirtiliyor. Ambiyansın beğenilmemesi mümkün değil. Yemeklerde de çok farklı seçenekler bulmak mümkün. Biz neler yedik? Hangi balıktan yapıldığını hatırlayamadığım bir carpaccio, deniz mahsüllü risotto, tabii ki midyeler, king crab legs ve tavsiye edilen balıklar. Her şey çok lezzetli. Fiyat konusunda ise ortalamanın üstünde sayılabilir.





Burada yaşanan bir anımızı da paylaşmak istiyorum sizinle. Yan masamızda bir çift oturuyordu. Bir süre sonra biz bir şeylere gülerken, garson bize bir kırmızı şarap getiriyor ve yan masadan gönderildiğini belirtiyor. Hepimizi şaşkınlıkla bakıyoruz. Beyfendi kadehini bize kaldırıyor ve anlatmaya başlıyor. Sanırım eski eşinin Türk olduğu ve çok eğlenceli bir insan olduğunu bizim neşemizin hoşuna gittiğini ve hatırlattığını belirtiyor. Biz de kendisine kadeh kaldırıyoruz. Gece sonunda bizde onlara menüdeki likörlerden birini seçerek gönderiyoruz ve biraz daha sohbet ediyoruz. Oldukça eğlenceli bir gece oluyor.
Gece sonunda hesabı istediğimizde buzlar içinde çeşit çeşit sakız likörleri ikram ediyorlar. Buradan sarhoş olmadan ayrılmak mümkün değil. İçiyoruz, içiyoruz :)

Ertesi gün öğle yemeği için seçtiğimiz yer Ayoli:
Selanik'in merkezindeki en hareketli meydanda yer alan Electra Palace Oteli'nin altında yer alan bu restaurantta oturuken meydandaki etkinlikler ve kalabalık turist gruplarını görebiliyorsunuz. Menü hem yunan mutfağı hem de akdeniz mutfağından oluşuyor. Şarap seçenekleri de oldukça iyi. Biz Gerovassiliou-Viognier ve Cabernet Sauvignon seçiyoruz.


Yolculuğumuzun son durağı Kavala. Akşamüstü ulaştığımız Kavala'da iki farklı yerden bahsedeceğim. Sahilde tipik bir Yunan lokantası olan Aniko açık bulabildiğimiz sayılı yerlerden birisiydi. Sahile yakın ve merkezi bir konumda. Yine bildiğimiz mezeler ve balıklar servis ediliyor. Burada herkes çok ilgili ve güler yüzlü.


Imaret Otel:

Gruptaki erkeklerin viski, kızların kahve içmek için uğrayıp büyülendiği yer. Kavala'da kalınacaksa bütçeyi aşıp burada kalmak mükemmel olabilir. Otel dışındaki müşterilere açık olup olmadığını bilmiyoruz ama kapıyı çalıp şansımızı denemek istiyoruz. Bizi beş çayı ikram yapılan müthiş Kavala manzarası olan bir bölüme alıyorlar.


Otel müşterileri, servis personellerinin kıyafetleri ve tutumları, porselen tabakları ile sunumları hepsi görülmeli. Butik otel kullanımının karşılığı olabilecek bir mekan.

Ve eve dönüş...
Eğer bizim gibi araba ile bu yolculuğu yapmaya karar verirseniz, sınırdaki alışveriş noktalarında sizi bekleyen bir sürü ürün olacak. Zeytinyağları, sakız likörleri,  zeytinler, damla sakızlı reçeller ve uzo çeşitleri. (Kavala kurabiyesi Kavala'dan alındı :)) İyi alışverişler...






3 yorum:

  1. Aylinci'm tebrikler.
    İki kere Kavala-Selanik-Dedeagaç 'a gitmis birisine 3.nun yolunu gosterir bu yazi.
    Gitmemis birine de bavul hazirlattirir :)
    Yan masadan gelen sarabin hikayesini ayrica sevdim.
    İmaret otel konusuna da ayric katiliyorum. Ee ne de olsa osmanlidan kalma :)

    YanıtlaSil
  2. Kavala'ya yazın gideceklere tavsiyem, Kavala'dan Selanik yönüne doğru 5-6 Km ileride çok güzel plajlar var,
    Batis, Tosca Beach gibi deniz çok güzel plajlar sakin, hafta içi 1 hafta sonu 2 Euro.

    YanıtlaSil
  3. Katkılarınız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil