Patara Fine Thai
Portobello
Notting Hill'i görmeden dönmeyelim dediğimiz için bir akşamımızı bu bölgeye ayırdık. Yakın zamanda Londra'da bulunan arkadaşlarımızdan da Portobello'nun tavsiyesini aldık. Ortam, restaurantın ışıklandırması, pazarlama taktikleri gayet iyi. Ancak, pizzalar için aynısını söylemem mümkün değil. Çok fazla talep görmesinden dolayı mı bilemiyorum ama sürekli bir şeylerin eksik kaldığını hissediyorsunuz. Ancak, bir konuya mutlaka değinmek istiyorum. Menüyü ilk açtığınızda sizi ne karşılıyor biliyor musunuz?
Ekmeklerimiz ve pizzalarımız doğrudan İtalya'dan gelen un ve üstün kalite ürünler ile hazırlanıyor. Mayalarımız ise pizza için 48 saat ekmek için ise 72 saat bekletiliyor. Ardından, o eşsiz lezzeti veren İtalyan artizan fırınlarda pişiriliyor. Bu sabır gerektiren bir süreç fakat inanıyoruz ki sonuç beklemeye değiyor.
Nasıl geldi okuduklarınız? Benim için bu iyi bir PAZARLAMA örneği. Daha pizzayı yemeden fikrini satın alıyor ve hikayesi ile hakkında hayal kuruyorum. Ülkemizdeki restaurantlarda da eksik olan sanırım bu.
The Churchill Arm
Kim derdi ki "hop on hop off" tur bu kadar işe yarayacak :) İlk gün için seçtiğim bu yöntemde tur rehberi tam önünden geçerken Londra'daki en eski pub'lardan bir tanesi burası ve gerçekten önemli isimlerin geldiği bir yerdi diye uyarıyor. Konu böyle olunca Ömer'i en mutlu edecek pub ziyaretimizi yapıyoruz. Ortam, gelen müşteriler, dekorasyon her şey ama her şey çok geleneksel ve güzel. Buraya uğramasak puzzle içinde bir şeyler eksik kalacaktı. Herkesin uğramasını tavsiye ederim.
The Salisbury
Covent Garden tiyatrolar bölgesinde yer alan bu geleneksel pub'ta da çok eğleneceksiniz. Aşırı kalabalık veya havada uçuşan biralar bile sizi rahatsız edemeyecek. En büyük derdiniz barında bitirdiğiniz Guinness veya London pride biraları hesaplamak olabilir. İşten çıkıp gelenler, yaş olarak çok büyük olsalarda sevimli sevimli eğlenen insanlar, kapıdan giren çıkanlar, tuvalette ağlayan genç kızlar. Bütün bu karmaşa oraya çok yakışıyor. Bir bira istemeden çıkmayın :)
J Sheekey Oyster Bar
Otelimize çok yakın olan bu restaurant birçok eleştirmen tarafından yüksek not almış. Michelin listesinde önerilen restaurantlar arasında yer alıyor. Küçücük bir yerde çok güzel bir bar ile kaliteli servis yapılıyor. Burada başlangıç olarak deniz tarağı istedik. Ardından yengeç çorbası "Crab Bisque" daha sonra menü de yarım ıstakoz olarak servis edilen seçim ile tamamladık. Deniz tarağı farklı bir lezzete sahipti ancak tereyağı çok fazla hissediliyordu. Crab bisque geleneksel lezzete çok uygun muydu bilmiyorum ama lezzetliydi. Istakoz konusunda ise iyi bir seçim diyebilirim. Diriliği hafif tuzlu suyu gayet güzel bir final. Ancak fiyatlar biraz üstte kalıyor.
Son olarak Harrods'ın mutfak bölümü tabii ki eşsiz. Sunduğu çeşitlilik karşısında kendinizi çaresiz hissediyorsunuz. Onu mu yemeliyim, bunu mu? Ne satın almalıyım derken uzun saatlerinizi burada harcayacaksınız. Öğle saati için Harrods içinde yer alan bir diğer seçimimiz ise Pan Chai restaurant. Asya mutfağından lezzetleri barındıran küçük corner'da sushi yemeyi tercih ettik. Bir çeşidi hariç ortalama diyebileceğim sushi çeşitleri servis edildi. Black Dragon tempura yapılmış karides, salatalık, avokado ve siyah havyar ile eşsiz.
Gezilecek gurme adresler içinde önerilerim de bir dahaki yazıda :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder