10 Ağustos 2015 Pazartesi

Escale/ İstanbul

İstanbul'da restaurant alternatiflerine eklenen yeni markalar çok sevindirici. Marka kelimesini kasıtlı olarak seçtim. Uzun süre adını koruyabilecek, kendi kimliğini yaratmış ve farklılaşmış mekanlar olarak görüyorum bu adresleri. Bugün yazım Escale hakkında olacak. Ancak bir yer daha var ki La Scarpetta onu da yakınlarda ziyaret ettim ve kesinlikle öneriyorum, benzeri bir örnekle tarif edemeyeceğim. Escale'e gelince menüsünde farklı tatları bulabiliyorsunuz. Bir dünya karması diyebiliriz. Başlangıçlarda ekşi maya ekmeğinde bruschetta veya buratta varken sıcak başlangıçlarda edamame veya tempura karides bulabiliyorsunuz. Bu çeşitlilik biraz korkutsada açık mutfağını, şarküteri bölümünü gördükten sonra algınız değişiyor. Mekanın dekorasyonu ile ilgili bahsedilen çok güzel sözcükleri geri de bırakıp yemeklere gelince:
Sıcak başlangıçlardan babakale ızgara ahtapot deniyoruz. Soğuk başlangıçlardan bruschetta. Ana yemek olarak karamelize şeftalili semizotu salatası. Tatlı seçimimiz ise çikolata çorbası. 
Bruschetta'yı kullandıkları zeytinyağı ve ev yapımı ekmeği ile oldukça iddialı. Kesinlikle başlangıç için iyi bir seçim. Ahtapot ise sunumu ile gözümüze hitap etsede, fazle ızgarada kalması sonucu bütün güzelliğini kaybetmişti. Romesco sos dahi güzel bir bitiriş sağlayamamıştı. Salataya gelince sizde taze, damağınızda ferah ve sulu bir lezzet kalmasını seviyorsanız bu salatayı seveceksiniz. Son olarak çikolata çorbası adı ile çok iddialı. Gelene kadar türlü türlü hayaller kurmama yetiyor. Çikolata parçacıkları akan çikolatalar gibi şeyler hayal ederken çok farklı bir tabak geliyor. Panna cotta'ya çok benzeyen, biraz da beyaz çikolata tadı alınan bir tatlı. Ortalama bir lezzeti var ancak pazarlanan ismi oldukça yaratıcı. Escale için düşüncem en kısa sürede tekrar gidip mevsimin körpe zeytinyağlıları gibi farklı lezzetleri Kanyon'da denemek. 


    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder