29 Kasım 2013 Cuma

Paris / Fransız Mutfağı 1

Paris..................
İlk defa bir yer için sadece yemek kültüründen bahsedip geçemeyeceğim. Paris için yemek genel şehir kültürü ile öylesine iç içe geçmiş durumdaki, caddelerini sokaklarını ayrı inecelemek, cafelerdeki düzeni gözlemlemek, şehri farklı saatlerde yaşamak gerekiyor.
Öncelikli bu zamana kadar gördüğüm yerler arasında şehir planlaması en dikkatimi çeken yer Paris oldu. Bu düzen sanki belli noktaları gezdikten sonra karşınıza gurme bir adresin çıkmasını sağlıyor. Her önemli nokta sonunda gezilecek başka bir gastronomik merkez karşınıza çıkıyor.
O yüzden bu konuya biraz daha inceleyelim istedim. Daha önce okuduğum  "Taş ve ten" kitabında özellikle paylaşılmıştı. Şehir planlamasında büyük değişime damgasını vuran üç büyük inşaat projesi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Baron Haussmann döneminde Paris caddelerinin yeniden yapılanması. Şimdi size buradan küçük bir alıntı yapıyorum:

İmparator III. Napoleon ile baş şehir planlamacısı Baron Haussmann iki kuşak sonra Paris' te planların öncüsü oldu. 1850'lerde Paris'i yeniden inşa etme planı Napaleon'a aitti. Haussmann Seine Vilayeti Valisi makamına geçmişti. Napelon ona bir Paris haritası verdi, haritanın üzerine dört ayrı renkli kalemle yapılmasını önerdiği caddeleri çizmişti. Haussman ve geometricilerinin planı üç şebekeden oluşuyordu. Haussmann'ın planında Birinci Şebeke'nin caddeleri kent toplardamarları/arterleri işlevini görüyordu. Bina ile hareketli beden arasındaki ilişki önemliydi; anıtlar, kiliseler ve diğer yapılar yürüyen bir bedenin katettiği ilerlemeyi gösteren yerlerdi.

Kitapta uzun uzun Paris'in nasıl yapılandığı aktarılıyor. Bütün bunları anlatma sebebim. Bahsedilen birinci bölgede gezerken bu ferahlığı her yerde hissediyorsunuz. İlerleyen yıllarda eklenen yeme-içme durakları ile de bu seyir daha güzel hale geliyor.
Öyle duraklar ki, sadece peynir, çikolata ve macaronlar üstüne yoğunlaşmış adresler.
O zaman ilki ile başlayalım isterseniz: Pierre Herme Paris
Paris'te farklı noktalarda göreceğiniz bu adrese farklı blogları inceleyerek ulaştım. Fransız blog yazarlarının yazıları içinde geçen bu adreste çok farklı macaronlar bulunuyordu.
Aynı zamanda reçeller, çikolatalar da mevcut. Her tarafta rastlayabileceğiniz gül, fıstıklı, çikolatalı, böğürtlenli gibi çeşitlerin yanında farklı lezzetler de denenmişti. Ben size yazabilmek için Truffe mantarlı çeşidini istiyorum. Mantarın lezzetini çok çok fazla hissedebilirsiniz. Favorim Gül aromalı.





Androuet:
Bu peynir dükkanına da yine Fransayı aktaran bloglar içinde rastladım. Paris'te kendi peynir alışverişlerini yaptıkları merkezler olarak araştırdım. İçerde belki 150 çeşitten fazla peynir bulunuyordu. Çeşitlerin çoğu market raflarında veya menülerde gördüğümüz çeşitlerin dışında. Yürürken atıştırmalık birkaç şey alıyoruz. Eve getirelecek çok ama çok çeşit var. Dikkatimi çeken bir nokta da, bizde satılması mümkün olmadığını düşündüğüm açık peynir satışı. Fotoğrafını aşağıda paylaşıyorum.





Maison Georges Larnicol:
Bir çikolata butiği. İşleyişi bizdeki çok şeker dükkanları gibi. Farklı fiyat kategorisinde çikolatalar gruplanmış ve istediğiniz çeşidinden istediğiniz kadar paket yaptırıyorsunuz. Vitrini görüp içeri girmemek mümkün değil. Bölge olarak Saint- Germain Bulvarı'nda yer alıyor.




Lafayette:
Lafayette'te yer alan gurme bölümünü birçoğunuzun bildiğini sanıyorum. Uzun uzun anlatmayacağım.  Paylaşabilecek olduğum bilgi, bu bölümden iki saatte çıkmış olmam. Şarap kavında Fransa'daki bütün şarap bölgelerinin şaraplarını, peynirler, zeytinyağları, organik çaylar, çikolatalar ve aklınızın kalabileceği birçok yeni ürün bulunuyor. Keşke İstanbul'da olsa diyerek ayrılacaksınız.

Gelecek yazıda 3 farklı fiyat politikasına sahip restauranttan bahsedeceğim :)







2 yorum:

  1. Aylincim buyuk keyifle okudum bu yazini:) sanirim o cikolatacidan biz de cikolata almistik:) yazinin devamini heyecanla bekliyorum ;)

    YanıtlaSil
  2. Selin'ciğim çok sevindim, tam devam yazısını hazırlarken gördüm yorumunu.... Yolda geliyor ;)

    YanıtlaSil