1 Aralık 2013 Pazar

Paris'te gece yarısı / Fransız Mutfağı 2

Paris sokaklarında ikinci gezimize başlıyorum.  Geçen sefer uğranması gereken noktaları belirttikten sonra bu sefer akşam nereye yemeğe gitsem sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Öncelikle, Paris'te tahmin ettiğiniz üzere tavsiye edilen, ödüllü birçok restaurant var. Bunların içinden seçim yapmak çok zor olacağı için seçim yaparken iki şeyi dikkate aldım. Birincisi Fransız blog yazarlarının gitmeyi tercih ettiği bir yer seçmek. Bu şekilde lokal insanların gittiği yerleri bulma şansınız artıyor. İkinci konu ise otelimizin bulunduğu Opera bölgesinde iyi bir adres seçmek yönündeydi.
Bahsettiğim mekanlara gelince isimleri şu şekilde: Le Petit Pontoise; Cafe de la Paix
Üçüncü, son yazıda ziyaret edeceğimiz mekanlar: Brasserie: Relais Odeon; Bistrot Le Royal, Le pain quotidien olacak :)

Le Petit Pontoise:
Geleneksel Fransız mutfağı'ndan oluşan bir menüye sahip. Rezervasyon yapılması oldukça önemli. Biz yemek servisimizi beklerken birçok kişi yer olmadığı için geri çevrildi. Küçücük bu mekanda istediğimiz yemeklerin sunumunu çok beğendim. Bu restaurantı üstte bahsettiğim blogların ortak noktası olarak bulmuştum. Herkesin hem fikir olduğu şey, bir tür buluşması noktası olduğu ve sık sık gittikleri yer olarak belirtilmesiydi. Menüsünden özellikle merak ettiğim "Beef Bourguignon'u" denedim. Bu yemeyi kendim de yaptığım için ve ne kadar zahmetli olduğunu bildiğim için, güzel bir şeyler istediğimden emindim. Servis bildiğimiz tariflerin biraz dışında gibi görünse de çok lezzetliydi. Diğer yemeği sarımsak eşliğinde kuzu olarak belirledik. Geceden memnun kalmadığımız tek şey şarabımız oldu. Buraya gitme fırsatınız olursa tavsiye etmiyorum.





Cafe de la Paix:

Bu restaurant ise Opera bölgesinin en çarpıcı yerlerinden birisi. Mükemmel Opera binası manzarasını izlemek için dışarda oturabilirsiniz veya iç kısmı tercih ederseniz şahane bir mimari yapı içinde yemek yiyebilirsiniz. Aklınızda uyanacak ilk fikir, "tamam şimdi oldu kendimi Paris'te gibi hissediyorum" olacak. Bu adresi tavsiye etme sebebim atmosferi ve kusursuz servisi yüzünden olacak. Yoksa pahalı sayılabilecek bu restaurantta farklı yemeklerin servisleri arasında orantısızlık bulunuyor. Diğer bir deyişle, ana yemek ödediğinizin karşılığı olmayacak türden, başlangıç ise bir başlangıç için oldukça fazla. Kesinlikle, karidesler çok güzel bir seçim. Ana yemek olarak tercihimiz, şarap sosunda soğan püresi ile servis edilen levrek balığıydı. Şarap çok güzel bir seçimdi: Cheverny Domaine Maison pere& fils. Son olarak tatlıya yer kalmıyor ama servis edilenler mükemmel görünüyor. 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder